Değerli basın mensupları,
Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, hekimlik karşıtı söylemlerine devam etmektedir.
Bizler, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyeleri olarak, tıp fakülteleri ve üniversite hastanelerine sahip çıkıyoruz.
Tıp fakülteleri ülkemize hekim yetiştiren, sağlık konusunda araştırmalar yaparak bilime katkı sağlayan, tanısı, tedavisi ve izlenmesi en zor hastaların tıbbi sorumluluğunu üstlenen kurumlardır. Tıp fakültesi hastaneleri, bu tip hastalara, kaçınılmaz olarak en pahalı tanı ve tedavi seçeneklerini sunarken, haksız uygulamalara maruz bırakılarak iflasın eşiğine getirilmişlerdir çünkü Sosyal Güvenlik Kurumu, üniversite hastanelerinde verilen hizmetlerin ücretlendirilmesi söz konusu olduğunda ciddi kesintiler yapmaktadır. Bu durumdaki hiçbir üniversite hastanesinin mali açıdan ayakta kalması mümkün değildir. Son dönemde Maliye Bakanlığı’ndan sağlanan koşullu mali yardımlarla varlığını sürdürebilen üniversite hastanelerinin, bir sonraki aşamada, Sağlık Bakanlığı’na bağlanmak dışında bir seçenekleri kalmayacaktır. Yazılan senaryo gereği, sağlık tekelleşecek, hasta “gelir getirici malzeme” rolünü üstlenecek, aynı ekibin parçası olan ve birlikte hizmet üreten hekimlerin emeklerinin farklı şekillerde ücretlendirilmesi nedeniyle çalışma ortamında huzursuzluk kaçınılmaz olacaktır. Birincil görevleri, ülkesine hekim yetiştirmek, tanısı ve tedavisi zor hastalıkları çözüme kavuşturmak, araştırma yaparak ülkesinin bilimsel alanda yükselmesini sağlamak olan öğretim üyeleri, dayatılan yeni performans sistemine göre muayene ettikleri hasta sayısına göre (yani deyim yerindeyse parça başı !!!) para kazanacaklardır. Yani, kaliteden bağımsız olarak ne kadar çok hasta bakarlarsa, o kadar para kazanacaklardır.
Değerli arkadaşlar,
Kendisi de bir zamanlar öğretim üyesi olarak çalışmış olan Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ, öğretim üyelerini, “sadece muayenehanelerini düşünen, eğitim ve araştırmayla ilgisi olmayan kişiler olarak” tanımlamaktadır. Yine aynı sağlık bakanı “sisteme karşı çıkmayı bırakın da kazancınızı artırmanın yoluna bakın” demektedir. Sağlık Bakanı bu söylemleriyle, öğretim üyelerine eğitim ve araştırmayı bir tarafa bırakıp sadece para kazanmak için çalışmayı önermektedir.
Biz bunları istemiyoruz.
Peki biz ne istiyoruz?
Bizler,
* eğitime yeterli ve kaliteli zaman ayırarak donanımlı pratisyen hekimler ve uzman hekimler yetiştirmek istiyoruz.
* hastanelerde, laboratuarlarda, toplum içinde, insanlık için, halkımızın sağlığı için araştırma yapmak istiyoruz.
* tanı ve tedavisi ileri düzey bilgi ve beceri gerektiren hastalıklarla ekip olarak savaşmak, çaresiz hastalara çare olmak istiyoruz.
* yıllarını bu mesleğe adamış insanlar olarak, sadece emeğimizin karşılığını ve özlük haklarımızı istiyoruz.
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyeleri olarak, sağlık bakanını, hekimlik meslek onurunu ayaklar altına alan söylem ve uygulamalarından dolayı kınıyoruz.
Mezun olduğumuz gün ettiğimiz yeminden dönmüyoruz.
Tıp Fakülteleri Öğretim Üyeleri Girişimi