Covid19 sürecinde sağlık çalışanlarına Sağlık Bakanlığı tarafından verilen hiçbir söz tutulmaması, Özlük ve ekonomik haklarımızda ciddi kayıplar yaşanması nedeniyle, Mersin Tabip Odası, Ses Mersin Şubesi, Mahder ve Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası ile birlikte ortak bir basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasını Oda başkanımız Dr. Mehmet Antmen okudu. Basın açıklaması aşağıda görülmektedir.
MERSİN TABİP ODASI YÖNETİM KURULU
BASINA VE KAMUOYUNA
ALKIŞLAR 3 GÜN, ÖLÜMLER SÜREKLİ
Ülkemiz ve Dünya çok ciddi bir pandemi süreci ile karşı karşıya. Dünya genelinde 18 milyon vaka ve 700 bin ölüm, Türkiye genelinde ise 230 bin vaka ve 5 bini aşan ölüm ile karşı karşıya kalınan bu salgında sağlık çalışanlarının gösterdiği özveriyi, çalışma azmini ve canlarını ortaya koyarak bu pandemi ile mücadelelerini görmemek, emeklerinin karşılığını vermemek, özlük ve ekonomik haklarını gasp etmek iktidar ve Sağlık Bakanlığının bir alışkanlığı oldu.
İktidar ve Sağlık Bakanlığının erken ve hızlıca uygulamaya koyduğu normalleşme süreci ile vakaların hızlıca artmasına, pandeminin kontrolden çıkma noktasına gelmesine neden olmuştur. Bu yanlış uygulamaların sonucu 26’sı doktor olmak üzere, 52 sağlık çalışanı yaşamını kaybetmiştir. Canları pahasına görev yapan sağlık çalışanlarının haklarını gasp etmek, en basit anlatımı ile çalışanlardan yana değil, sadece işverenden yana bir hükümet ile yönetildiğimizin çok açık bir göstergesidir.
Pandemi sürecinde üç ay tavandan yapılacağı duyurulan ek ödemeler, tüm sağlık emekçilerini kapsayacak şekilde ve meslek grupları ve istihdam biçimleri arasında adaletsizliğe neden olmayacak şekilde ödenmesi gerekirken, bu ödeme çok adaletsiz bir şekilde gerçekleşmiştir. Tıp fakültesinde, Şehir Hastanesinde ve Toros Devlet Hastanesinde Haziran ayı için söz verilen ödemeler çok düşük miktarda yapılırken, Aile Sağlığı Merkezlerinde pandemi nedeniyle yapılacağı söylenen ek ödemeler söz verildiği halde yapılmamıştır.
Bilim yuvası olması gereken Tıp Fakülteleri, sağlıkta dönüşüm programı ile bilim ve eğitime değil, performans üretmeye yönelik bir konuma zorlanmıştır. Asli görevi koruyucu hekimlik olan Aile Sağlığı Merkezleri, iş yoğunluğu ve personel eksikliği nedeniyle koruyucu hekimlik görevini tam anlamıyla yerine getirememektedir. Şehir ve Devlet hastaneleri sağlık hizmetine yönelik aşırı talep nedeniyle, hem angarya çalışmaya tabi tutulmakta hem de performans üretmedikleri gerekçesiyle hak ettikleri maaşları alamamaktadırlar.
Kısaca Döner Sermaye ve Performans sistemi iflas etmiştir ve bu işin ekonomik ceremesini sağlık çalışanları çekmek zorunda kalmaktadırlar.
Bu anlamda biz sağlık emekçilerinin acil taleplerini ısrarla tekrarlıyoruz;
* Fiili Hizmet Süresi Zammı (yıpranma payı) sağlık ve sosyal hizmet işkolunda çalışan bütün emekçileri ve geçmiş çalışma sürelerini de kapsayacak şekilde 5 yıla 1 yıl olarak düzenlenmeli, salgın döneminden kaynaklı olarak artı 1 yıl yıpranma payı hakkımız verilmelidir.
*Ek gösterge rakamlarının sağlık ve sosyal hizmet iş kolunda çalışan tüm emekçileri kapsayarak, en az 3600 ek gösterge olacak şekilde kademeli olarak yükseltilmelidir.
*Covid-19 enfeksiyonu geçiren sağlık emekçisinin zararının tazmini için “mesleki risklere bağlı ortaya çıkan hastalık” olarak kabul edilip, iş kazası/meslek hastalığı olduğuna dair düzenlemeler derhal yapılmalıdır.
*Tüm hastaneler ve Aile Sağlığı Merkezleri 1.basamaktan itibaren tamamen ücretsiz olmalı, kamusal hizmet vermeli, giderleri genel bütçeden karşılanmalıdır.
*En düşük temel ücret yoksulluk sınırının üstünde olacak şekilde yükseltilmelidir. Döner Sermaye ve Performans gibi çalışanlar arasında adaletsizliklere ve iş barışını bozmaya neden olan ödemeler yerine, emekliliğe yansıyacak temel ücretlendirme esas alınmalıdır.
*Acilen ihtiyacı karşılayacak kadar sağlık emekçisi ataması yapılmalı, yeni atamaların hepsi kadrolu, güvenceli olmalıdır. Yorulan ve yıpranan çalışanlara uygun sürelerde dinlenebilme olanağı sağlanmalıdır.
Bizler sağlık örgütleri olarak, sağlık hizmetinin bir bütün olarak sağlık çalışanlarının görev paylaşımı ve iş birliğiyle yürütüldüğünü biliyoruz. Ekip üyelerinin sorumlulukları birbirinden daha önemli sayılamayacağı gibi, her biri ekibin olmazsa olmazları ve birbirinin tamamlayıcısıdır. Bu nedenle ek ödeme adaletsizliğine dair de belirttiğimiz gibi, sağlık emekçilerinin asıl talebi üç ay sürecek adaletsiz ek ödeme değil, güvenceli çalışma ve güvenli gelecek için, insanca yaşam için temel ücret artışıdır.
Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere Sağlık Müdürlüğü ve hastane idarelerinin de taleplerimizi duymalarını ve acilen çözüm üretmelerini, aksi taktirde sağlık emekçilerinin haklı talepleri için mücadeleyi yükselteceklerini kamuoyu ile paylaşıyoruz. 05.08.2020
MERSİN TABİP ODASI
SES MERSİN ŞUBESİ
MAHDER
BİRLİK DAYANIŞMA SENDİKASI