‘BOĞULMALAR ÖNLENEBİLİR ÖLÜMLERDİR!’

Mersin Tabip Odası Mersin’de boğulma vakaları sürdüğünü söyleyerek, “Gençlerimiz Göz Göre Göre Hayatını Kaybediyor! Mersin Tabip Odası olarak derin bir üzüntü ve sorumluluk duygusuyla bu açıklamayı kamuoyuyla paylaşıyoruz. Haziran 2025’te Silifke’de Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın düzenlediği bir gençlik kampında üç gencimiz denizde boğularak yaşamını yitirdi. Bu olay kamuoyunda büyük bir yankı uyandırmış, gerekli önlemlerin ivedilikle alınması gerektiği bir kez daha ortaya çıkmıştı. Ancak ne yazık ki bu acı olayın hemen ardından, Mersin’in farklı ilçelerinde en az birkaç boğulma vakasının daha yaşandığını üzülerek takip ettik. Yaşamını kaybeden her bir birey, sistemli bir ihmalin, denetimsizliğin ve eşitsizliğin yeni bir kurbanıdır.” açıklamasnıda bulundu.

“Neden Her Yaz Bu Acılar Tekrarlanıyor?”

Bu trajedilerin birer “kaza” değil; yeterli koruyucu önlemlerin alınmamasının, yüzme eğitiminin yaygınlaştırılmamasının, güvenli kamusal alanlara erişimdeki adaletsizliğin ve halk sağlığı perspektifinin yok sayılmasının doğrudan sonucu olduğunu söyleyen Mersin Tabip Odası, “Neden Her Yaz Bu Acılar Tekrarlanıyor? Güvensiz kamp ve etkinlik alanları, temel yüzme eğitiminin yaygınlaştırılmaması, serinleme ihtiyacını karşılayacak güvenli kamusal alanların eksikliği, sulama kanalları ve sahillerde yetersiz koruma önlemleri, sağlığı değil maliyeti önceleyen yönetim anlayışı. Bu tablo, yaşamı değil kârı önceleyen kapitalist politikaların doğrudan bir ürünüdür. Kamusal hizmetlerin metalaştırılması, önleme değil, “zarar kontrolü” odaklı krizci yaklaşım, halk sağlığını tehlikeye atmaktadır.” ifadelerini kullandı.

“Boğulmalar halk sağlığı sorunudur ve önlenebilir ölümlerdir”

Açıklama şöyle sürdü;

“Mersin Tabip Odası olarak vurguluyoruz: Boğulmalar halk sağlığı sorunudur ve önlenebilir ölümlerdir. Yapılması gerekenler açıktır:

1. Yüzme eğitimi, ilkokuldan itibaren ücretsiz ve yaygın hale getirilmelidir.

2. Gençlik kampları ve tatil etkinlikleri, uzmanlar tarafından düzenli olarak denetlenmeli, acil müdahale planları oluşturulmalıdır.

3. Sulama kanalları, barajlar ve göletler, uyarı levhaları, fiziki engeller ve kamera/izleme sistemleri ile güvenli hale getirilmelidir.

4. Denize kıyısı olan tüm alanlarda cankurtaran ve sağlık ekipleri zorunlu olarak görevlendirilmelidir.

5. Yerel yönetimler ve merkezi idare, yaz aylarına özel halk sağlığı güvenlik planları hazırlamalıdır.

6. Tüm boğulma vakaları şeffaf biçimde raporlanmalı, kamuoyuyla paylaşılmalıdır.”

“Çocuklarımızın yaşam hakkını korumak için daha kaç ölüm gerekmektedir?”

“Sorumlulara Soruyoruz:

Silifke’de yaşamını yitiren üç gençten sonra dahi yaşanan bu yeni ölümlerden kim sorumludur? Gerekli dersler neden çıkarılmamaktadır? Gençlerimizin ve çocuklarımızın yaşam hakkını korumak için daha kaç ölüm gerekmektedir? Bu ölümler kader değil, ihmaldir. Ve her ihmalin ardında bir kamu sorumluluğu, bir politik tercih vardır. Mersin Tabip Odası olarak, halkın sağlık hakkı için sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Yaşamı savunmak, sağlık hakkını savunmaktır!”