Tam Gün Yasa Tasarısı 17.05.2009
Sağlık Personelinin Tam Gün Çalışması ve Sağlıkla İlgili Bazı Yasalarda Değişiklik Yapılmasına Dair Yasa( Tam Gün) Taslağı konusunda Mersin Tabip Odası’nın görüşü.
Sağlık Bakanlığı Hukuk Müşavirliği tarafından Türk Tabipleri Birliği’nden “Sağlık Personelinin Tam Gün Çalışmasına ve Sağlıkla İlgili Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Taslağı” hakkında odamızdan istenen görüş ve önerilerimiz aşağıdadır.
Tasarının başlığında ve içeriğinde “tam gün çalışma” kavramı geçmesine karşılık bu kanun tam gün olarak adlandırılmamalıdır. Son yıllarda içleri boşaltılarak başka anlamlar yüklenen (örneğin aile hekimliği) tam gün kavramını da bu bağlamda dikkatli kullanmalıyız. Çünkü tam günü kabul ya da reddetme ikileminde bırakılarak her iki durumda da bir kör dövüşüne, sonu gelmez bir tartışmaya çekilmeye çalışıldığımızı görmeliyiz. Sonuçta, bizlere söyletilmeye çalışılan tam güne “evet” ya da “hayır” kararı siyasi iktidarın popülist politikalarına alet olmamız demektir.
Halen yürütülmekte olan “Sağlıkta Dönüşüm Programı” ile kamuda, özel sektörde ya da serbest çalışan bütün hekimlerin geleceğini ipotek altına almayı planlayan ve bizlere dayatılan, adına “tam gün” diyemeyeceğimiz bu kanun tasarısını tabip odamız adına kabul etmek olanaklı değildir.
Çünkü bu tasarı;
- Kamu ve özel sağlık kurumu ayrımını ortadan kaldırarak, kamu sağlık hizmetlerini tam anlamıyla serbest piyasa anlayışına uygun hale dönüştürmeye çalışmaktadır.
- Kamu ve özel sektörde hekim istihdamını ve ücretlerin belirlenmesini hekimler aleyhine aynılaştırmaktadır.
- Hekimlerin kamu ya da özel sektörde iş güvencesinden yoksun sözleşmeli olarak çalışmasını getirmektedir.
- Emekliliğe yansımayan performansa dayalı ücretlendirmeyi özendirmekte, hekimlerin aldıkları aylık toplam ücret içinde performans oranı azalması gerekirken artırmaktadır.
- Sağlık çalışanları arasında ücret eşitsizliğini artırmaktadır.
- Sağlığın özelleştirilmesi ve sağlık tekellerinin oluşturulmasında hekimlerin direncini ve mesleki dayanışmasını kırmaya yöneliktir.
- Tıp fakültelerinde öğrenci ve asistan eğitim niteliğinin arttırılmasını amaçlamayıp, piyasalaştırılan sağlık sektöründe tıp fakültelerindeki hekim emeğini kontrol altına almayı amaçlamaktadır.
- Tıp fakültesi için yapılan döner sermaye değişiklikleri ile üniversitelerin birer sağlık işletmesi olması yolunda atılan bir adımdır.
- Özel sağlık sektöründe sunulan sağlık hizmetlerinin asgari ücretini belirleme yetkisini TTB’nin elinden almaya yöneliktir.
- Özel sektörde çalışan hekimlerin ikinci iş yapmasını engelleyerek hekimleri özel sağlık tekellerine mahkum etmektedir.
- Uzun erimde serbest hekimler, Sosyal Güvenlik Kurumları (SGK) ile anlaşma yapamayacağı için (özel hastanelerde hasta bakamayacak, ameliyat yapamayacak) ekonomik olarak sıkıntılı bir sürece girecektir.
- TTB’nin savunduğu kamu sağlık kurumlarında tam süre çalışma ilkesi ve 1978 yılında çıkarılan kamuda tam gün çalışma zorunluluğuyla ilgisi yoktur.
- İşyeri hekimliğine getirilen kısıtlamalarla işyeri hekimliği yapan meslektaşlarımızın buralardan ayrılmasına yol açacak ve iş sağlığı hizmetleri taşeron şirketler aracılığı ile verilmeye çalışılacak, birçok işyeri hekimi işsiz kalacaktır.
- Hekimlerin tam gün tazminatı olarak güvence altına alınmış ve döner sermayede değil maaşlarda yapılacak iyileştirmelerle emekliliğe yansıyacak uygun bir ücret almasını, grevli-toplu sözleşmeli sendika hakkını, çalışma koşullarında iyileştirmeleri içermemektedir.
- Sağlık göstergelerini iyileştirmeyi öncelemeden sadece ulusal düzeyde sağlık hizmetlerinin maliyetini artıracaktır.
- Herkese eşit, ulaşılabilir, ücretsiz, sağlığı koruyucu ve hastalıkları önleyici, basamaklandırılmış bir “kamusal” bir sağlık sisteminin temel alındığı bir modeli değil sağlığın piyasalaştırıldığı bir sistemi savunmaktadır.