20 Eylül 2024
Hayatın İçinden Radyo Programına katılan Oda Başkanımız Çocuk Sağlığı ve Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. İzzet Çalış konuşmasında aşıların geçmişten günümüze pek çok hastalığın, örneğin ölümcül olan çiçek hastalığının, önüne geçtiğini ve hastalıkların bir kısmını yok ettiğini anlattı. 1950’lerde güçlü bir aşılama programı ile çocuk felci hastalığının önüne geçilmesinin şu anda çocuk felci sekeli ile engelli olan kişi sayısının nasıl azaltıldığını aktardı. Konuşmasında “1950’lerde Türkiye’de Sosyalizasyon Yasası’nın kabulü, o dönemde koruyucu sağlık hizmetleri ve aşılamada çok önemli bir yer tutmaktadır. Sağlık ocakları sisteminde birebir hasta takibi ve evde hasta ziyaretlerinde aşılama yapılan dönem ile günümüz aile hekimliği ve gezici sağlık hizmetleri sunumu arasında farklılıklar var. Özellikle Covid aşıları ardından aşı tereddüdü ve aşı reddi artmıştır. Covid aşıları yeni teknoloji ile yapılan m-RNA aşılarıdır. Bu aşılar ile ilgili verilerimiz kısıtlı. Bilimsel çalışmalar ile zamanla yan etkileri daha net anlaşılacak. Ama bizim uzun yıllardır yaptığımız ÇOCUKLUK ÇAĞI AŞILARI konusunda bilimsel çalışmalar çok fazladır. Aşılama programlarının kesinlikle yapılması şarttır diye düşünüyoruz.
Özellikle çocukluk çağı aşılarına karşı gelişen tereddüdünü önleme, değiştirme ve farkındalık yaratma konusunda neler yapabiliriz diye çalışmalarımız var.
Diyelim ki bir kişi kızamık aşısını reddetti. O “indeks vaka” oluyor. Bundan kast ettiğimiz o kişi kızamık geçirirse 10 kişiye, 100 kişiye, 1000 kişiye olacak şekilde logaritmik hastalık yayılımı oluyor. O zaman salgın (epidemi) ile karşılaşıyoruz. Bu salgınları önlemenin yolu “VAKA KALMAMASIDIR”. Bunun için de aşılama oranı %95-99’ların üstünde olmalıdır. Bir dönem kızamık hastalığını eradikasyon (artık görülmemesi) programına almıştık. Ancak göçler, farklı etkenler bunu engelledi. Kızamık hastalığını daha açarsak; uzun süre sonra hastada tedavisi olmayan “yavaş gelişen ensefalit” komplikasyonu ortaya çıkabiliyor. Örneğin boğmaca hastalığından Mersin’de çocuklar yoğun bakımlarda tedavi gördü. 2-4-6 ve 18. ayda aşılanması gereken çocuğa boğmaca aşısı yaptırılmadığında; teknoloji ne kadar gelişse de 3 aylık bir bebeğin boğmaca nedeni ile yoğun bakımda kaybedilmesi görülebiliyor.
Aşı karşıtlığının sosyolojik boyutları, internet ve sosyal medyanın gelişmesi ile dezenformasyonun artması oldukça önemli. Örnek vermek gerekirse geçen hafta benim şahit olduğum olay, yeni doğan bir bebeğin ailesi aşılar, K vitamini yapılmadı ve topuk kanı alınması gibi işlemleri reddetti. Örneğin bu çocuğun topuk kanı ile tespit edilebilecek hipotiroidisi tedavi edilmezse ilerde zeka geriliği gelişecek. Bu çocuğun hakkına girmektedir ve bence çocuk istismarı bile sayılmalıdır. Avrupa’da bu konuda bazı yaptırımlar var. Çocuğunuzu aşılatmadığınız takdirde, diğer çocukları korumak için, o çocuk okullara kabul edilmiyor. Türkiye’de bu konuda yasal düzenleme yok. Geçen yıllarda bir dava sonucunda Anayasa Mahkemesi (AYM) ailenin çocuğuna aşı yaptırmama hakkı var” dedi. Oysaki bu bilimsel bir doğru değil. AYM toplum sağlığını düşünmek zorunda. AŞI KONUSUNDA NET BİR MEVZUAT OLSA DA AŞI REDDİ KONUSUNDA BİR MEVZUAT YOK.” dedi.
Çocuğun hayatını direkt etkileyen konularda yaptırımlar olmalı ve önlemler konusunda neler yapılabilir sorusu üzerine Dr. İzzet Çalış şunları iletti “Birinci olarak eğitim çalışmaları yapılmalı. Bunu özellikle Sağlık Bakanlığı yapmalı. Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Mersin Tabip Odası (MTO) olarak bu konuda çok duyarlıyız. Oda bünyesinde TTB Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap ve Halk Sağlığı hocamız Prof. Dr. Muzaffer Eskiocak’ın da katılacağı “Aşı Karşıtlığı ve Aşı Reddi” konulu bir sempozyumu 14 Aralık tarihinde gerçekleştireceğiz. Böylece Mersin’den başlayan ve tüm Türkiye’ye dağılacak bir aşı duyarlılığı hareketinin bileşeni olmak istiyoruz. Belediyeler, radyolar desteği ile, hasta ile ilk karşılaşan aile hekimliklerini de içerecek kapsamlı bir sempozyum hazırlığındayız. Toplumun bu konuda duyarlılığını arttırmak ilk hedefimiz olmalı. İkinci olarak; merkezi düzeyde Sağlık Bakanlığı’nın Aile Hekimliklerinden istatistik bilgileri topladığını biliyoruz. Bu bilgiler ışığında nasıl bir yol alınacağını belirleyebilir. Sağlık Bakanlığı çalışmaları ile aşı tereddüdü aşılabilir veya minimuma inebilir.”
Son olarak Dr. İzzet Çalış’ın ilettikleri; “Bizim MTO olarak önceki senelerde “AŞI CANDIR” paylaşımlarımız olurdu. Bunu tekrarlıyoruz; AŞI CANDIR. Çocuk hekimi olarak aşı yaptırmanın gerekliliği ve öneminin altını çiziyorum.”
Mersin Tabip Odası Yönetim Kurulu