24 Mart 2010
BASIN AÇIKLAMASI
Bilimsel Araştırmalar İçin İlahiyat Fakültesi Mezunundan İcazet Alınacak!
Ülkemizde herhangi bir klinik araştırma yapmadan önce “Etik Kurul”lardan izin alınması gerekir. Araştırmada kullanılacak bilimsel yöntemlerin uygunluğu bu kurullar tarafından incelenir. Etik kurulların çalışmasını düzenleyen yönetmelik 2008 yılında yayınlanmış ancak Türk Tabipleri Birliği bu yönetmeliğin birçok maddesine itiraz ederek yürütmenin durdurulmasını sağlamıştır. Danıştay 10. Dairesi bazı maddelerin yürütmesini durdurduktan sonra yeni bir yönetmelik hazırlanmış ancak bu yönetmeliğin içine sinsice bir madde sokuşturularak etik kurullarda bir “ilahiyat fakültesi mezunu” üye bulunması zorunlu hale getirilmiştir.
Etik kurulların yapısını düzenleyen yönetmelik uyarınca üyelerden birinin “Sağlık meslek mensubu olmayan, sağlıkla ilgili bir kurum veya kuruluşta çalışmayan ve klinik araştırmalarla ilgisi bulunmayan herhangi üniversite mezunu” olması gerekmekteydi. Ancak yeni yapılan bu değişiklikle, üyelerden birinin “Sağlık meslek mensubu olmayan, sağlıkla ilgili bir kurum veya kuruluşta çalışmayan ve klinik araştırmalarla ilgisi bulunmayan İLAHİYAT FAKÜLTESİ mezunu” olması gerekir denmektedir. Etik kurullarda klinik araştırmaların ahlaki, hukuki, toplumsal ve bilimsel yönü inceleyen bir deontoloji uzmanı zaten vardır. Bu durumda bilimsel çalışmaları dini ve uhrevi yönden değerlendirmenin anlamı ne olabilir? Şimdi soruyoruz:
Etik Kurul yerine, “Fetva Makamı” mı oluşturuluyor?
Ülkemizde insanlara önce “imam” eğitimi verip, daha sonra bunlardan bilim adamı, idareci, siyasetçi, öğretmen, hukukçu, kısaca “her şey” yapmak için büyük bir kavga verilmektedir. Bu ülkeyi yönetenler başta olmak üzere bilim insanı ve aydın geçinen bazı kimseler bu uygulamaya alkış tutmaktadırlar.
Halkımızın dini inançlarını istismar ederek çıkar sağlamaya çalışanları artık çok iyi tanıyoruz. Bu yaklaşımı da çok çirkin ve tehlikeli buluyoruz. Bilimsel çalışmaların kutsal sayılan dini değerlere göre düzenlenmesi kabul edilemez. Bu uygulama laik devlet düzenini yıkmaya yönelik sinsi bir manevradır ve DERHAL DURDURULMALIDIR. Mersin Tabip Odası ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası “tehlikenin farkındadır” ve laik, demokratik, sosyal hukuk düzenini savunmaya tüm güçleriyle devam edeceklerdir.
Kamuoyuna saygıyla duyururuz
Mersin Tabip Odası ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası adına
Prof.Dr.Aytuğ Atıcı
Mersin Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı
Görüntüler :