25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne Giderken
“Eşek Arısı” Film Gösterimi ve “Hangimiz Daha Kadın” Konulu Söyleşi Gerçekleştirildi
22 Kasım 2023
“Wasp” (Eşek Arısı) İngiltereli yönetmen Andrea Arnold tarafından yazılan ve yönetilen 2003 yapımı kısa film. Bekâr bir annenin güçlüklerle dolu bir günü 23 dakikaya nasıl sığdırılır, sorusuna verilen en iyi yanıtlardan biri. 77. Akademi Ödülleri’nde de “En İyi Kısa Film” ödülünü kazanıyor.
Çocuklarını tek başına büyütmek zorunda olan Zoe’nin, ilk sahnelerde yalın ayak dört çocukla birlikte koşar adım komşusunun kapısına gittiğini ve çocuğuna uygulanan akran zorbalığı nedeni ile kavga ettiğini görüyoruz. Argo konuşmalar, ağız münakaşası yanı sıra kadınlar arası arbedenin çocukların gözü önünde olması ve iyi anne olmadığının, “çocukların senin elinden alınmalı” cümlelerinin sarf edildiğini duyuyoruz.
Zoe, bekar anne olarak çoğu zaman kaçınılmaz bir sonuç olarak maddi zorluk da çekiyor. Eski sevgilisiyle konuştuktan sonra çocukların karnını doyurmak için gittiği evde sadece toz şeker ve çeşitli abur cuburlar bulur.
Evin her yerinde başka bir dağınıklık ve kaos hakimdir. Biri bebek, dört çocuğa bakmak zorunda olmak hem bekâr hem de genç bir anne olan Zoe için dayanılmaz bir yük.
Zoe, akşamki planında ona yardımcı olabilecek arkadaşlarından bazılarını arasa da olumlu yanıt alamaz. Aklına gelen en iyi plan, en büyük çocuğuna –belki de 7 yaşında– kardeşlerini parka götürüp onlara bakma öğüdü vermesi. Fakat bu planın işlemeyeceğini anlamış olacak ki sonraki karede Zoe’yi bir bebek arabası ve çocuklarıyla birlikte hızlıca yürürken görüyoruz. Sabahki halinden eser yok ve göz alıcı.
Eski sevgilisiyle buluşacağı bara çocuklarını da götüren Zoe, onlara dışarıda beklemesini salık verir.
Saatler birbirini kovalarken içeride ve dışarıda şunlar olur: Zoe, flört ettiği adamla bilardosunu oynar, birasını içer ve öpüşür. Çocukların açlığı ise geçmez ve karanlık bastırdıkça uykuları gelir. Bu karmaşa içinde Zoe, hedefe doğru ilerlemekten vazgeçmeyip, sevişmek için adamın arabasına biner. Çocukları bırakıp bir eve gidemez çünkü ya da zaten adamı kendi evine götüremez. Çocukları sıkıca tembihler; fakat açlık baskın gelir ve çocuklar dışarıda bulduğu yemeklerden yemeye başlarlar. Bu sahneler üzücü ve biraz can acıtıcı evet; sinirlenmekle acımak arasında bir gelgit yaşayarak bu karmaşaya seyirci oluruz.
Yönetmen size bekâr bir annenin yürek dağlayan öyküsünü anlatmıyor yani. Filmin adının neden Eşek Arısı olduğu da sonunda anlaşılıyor.
Film gösterimi sonrası psikiyatrist Öğr. Gör. Dr. Seda Türkili ile “Hangimiz Daha Kadın?” başlıklı söyleşi gerçekleştirildi. Zihnimizdeki anne modeli ile marjinal olarak niteleyebileceğimiz Zoe karakterinin, yaşam şartlarının bizlerde yarattığı izlenim ve duyguları tartıştık.
Toplumsal olarak inşa edilen günümüz “Süper Kadın” modelinin bizlerde yarattığı bakış açısının farkındalığına ulaşmak için “Zoe ve çocukları için biz neler yapabilirdik?” sorusu üzerinden çocukların ortada olmayan babası, Zoe, ailesi, çocuklar ve komşuları hakkında konuştuk.
Zoe, size bir an bile acımasız ve merhametsiz bir anne gibi gelmiyor; çünkü değil.
Yaşamın bütün ağırlığını genç yaşta deneyimlemek zorunda kalan ve neden böyle bir yükün altına girdi, diye hayıflandığınız, arzusunun peşinde dolu dizgin koşmasını istediğiniz bir kadın sadece karşınızda duran.
Bekâr annelerin özellikle bakım emeği konusunda ne kadar desteğe ihtiyaçları olduğu hepimizin malumu. Ancak bunu feminist bir politikaya dönüştürmek ve bu bağlamda değerlendirmek de ancak parıltılı bir zihnin ürünü. Yönetmen Arnold, zaten filmlerini ağırlıklı olarak kadın karakterlerin perspektifinden toplumsal ve feminist temalarla ele aldığı ve bunu yaparken sınıf meselesini de gözardı etmediği için sevdiğimiz yönetmenlerden.
Mersin Tabip Odası Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Komisyonu