Çevre Sempozyumu Birinci Gününe Katıldık
22 Kasım 2024
Bileşeni olduğumuz Mersin Çevre Platformu’nun düzenlediği, Halk Sağılığı Komisyonu ve Yönetim Kurulu üyemiz Dr. Sibel Ünlü’nün de görev aldığı, 22-24 Kasım 2024 tarihli Çevre Sempozyumu ilk gününde açılış konuşması yapan Oda Başkanımız Dr. İzzet Çalış şunları söyledi “Ekolojik yıkımın eşiğindeyiz. Dünyamızın dengesini bozan sessiz bir felaket yaşamaya devam ediyoruz. Ormansızlaşma, hızlı sanayileşme, aşırı avlanma ve balıkçılık, tarımda kimyasal kullanımı gibi ekolojik yıkıma neden olan uygulamaların iklim değişikliği, biyoçeşitlilik kaybı, ekosistemlerin çöküşü ile sonuçlanması beklenmektedir. Küresel bir toplu yok oluşun, ekolojik yıkımın önüne geçmek için belki de çok fazla zamanımız kalmadı. Bu nedenle zaman kaybetmeden ekolojik yıkımın ciddiyetini kavramanın ve anlatmanın yolunu bulmalıyız. Yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş, ormanları koruma ve yeniden ağaçlandırma, sürdürülebilir tarım uygulamaları ile bu yıkımı önleyebilir ve kentimizi, bölgemizi, ülkemizi, gezegenimizi tehlikede olmaktan çıkarabilir, sağlıklı, yaşanabilir kentler inşa edebiliriz. Bunun için öncelikle bilinçlendirme ve eğitimin çok önemli olduğunu vurgulamak isteriz.
Bildiğiniz gibi 18. yüzyılda Avrupa’da başlayan sanayi devriminden bugüne kadar teknolojinin de yardımı ile çok farklı amaçlarla doğa insafsızca değiştirilmekte, dönüştürülmektedir. Kapitalizm sınırsız büyüme ve genişleme dinamiğine sahiptir ama bu dünyanın kaynakları sonludur, sınırlıdır. Sınırsız büyüme doğal kaynakların sınırına dayanmaktadır. Yeteri kadar yeni değer, artı-değer, fazla değer üretmekte/yaratmakta zorlanan sermayeye yeni değerlenme alanları açmak için doğa tahribatına amansızca devam edilmektedir. Doğanın tahribatına izin veren, onaylayan, talan ve yağmayı sürdüren veya tercih eden siyasal sistemler ve onların ekonomi politikaları ile ormanlar, yaban hayat yok edilmekte, sanayi ile hava, nehir, göl ve denizler kirlenmekte, bilinçsiz ve denetimsiz tarım uygulamaları ile gıda güvenliği tehlikeye girmekte ve daha bir çok uygulama canlıların sağlığını tehdit etmektedir.
Su ve gıda kirliliğine bağlı olarak görülen ve dünya genelinde yirminci yüzyılın başında hijyen koşullarının iyileşmesiyle ortadan kalktığı düşünülen kolera hastalığı günümüzde dünyanın pek çok ülkesinde yeniden salgınlar hakinde görülmektedir.
Dünya genelindeki ölümlerin ve hastalıkların yaklaşık %10’u çevre kirliliğinin yarattığı fiziksel, kimyasal ve biyolojik risklerden kaynaklanmakta, beş yaşın altındaki her dört çocuktan biri bu nedenle ölmektedir.
GDO’lu tarım ürünleri biyolojik çeşitliliği azaltarak açlığı arttırma, toksik etkiler yaratma ve antibiyotik direncini arttırma riski taşımaktadır.
Tarım ilaçlarının kontrolsüz ve yanlış kullanımı özellikle cilt, akciğer ve mesane kanserinin en önemli nedenleri arasındadır.
Kentsel alanların kâr gözetilerek imarlaştırılmasının sonucu olan yeşil alanların eksikliği hava sıcaklığını, gürültü kirliliğini ve stres düzeyini artıracak, fiziksel etkinliği de kısıtlayarak ve bu durum önceden hazırlanmış ve işlenmiş gıdaların ağırlıklı olduğu, yağ, şeker ve tuz oranı yüksek olan ‘hızlı ve ucuz’ kentli beslenme tarzıyla birleştiğinde kalp hastalığı ve obezite başta olmak üzere çeşitli hastalıklara yok açacaktır.
Mersin’de Avrupa ülkelerinden ithal edilen plastik atıkların ‘sözde’ geri dönüşüm tesislerinde işlenmesi ile oluşan kirliliğin, yerleşim yerlerine, zeytinliklere, tarım arazilerine çok yakın taş ocaklarının yarattığı kirliliğin, Atatürk Parkı’na doğru liman genişletme çalışmaları kapsamınında denizi dip taramasından çıkan asbest içeren malzemenin tekrar denize dökülmesinin yaratacağı kirliliğin ve gelişmesi muhtemel sağlık sorunlarının, balık çiftliklerinin deniz ekosistemine vereceği zararların da ayrıca üzerinde durulması gereklidir.
Hekimlik değerlerimiz ayrımsız ve ayrıcalıksız tüm canlıların yaşam hakkının savunulmasını gerektirir. Sağlık ve yaşam hakkını savunmak en temel görevimizdir. Mevcut siyasi tercihlerle çevre sağlığını hiçe sayan, ekolojik yıkıma neden olan, insanlığın varoluşunu tehdit eden politikalara karşı bir araya gelmemiz, rant uğruna işlenen çevre suçlarından, ihlallerden herkesi haberdar etmeliyiz.
Bugün ve yarın gerçekleştirilecek ‘Çevre Sempozyumu’nda –yaşamsal- önemi olan çok sayıda konuya değinilecek, üzerinde konuşulacak ve çözüm önerilerini tartışma imkanımız olacaktır. Sempozyumda söz alacak değerli bilim insanlarına, sempozyumun gerçekleşmesine katkıda bulunan başta Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne, Mersin Çevre Platformu bileşeni tüm demokratik kitle kuruluşlarına ve tüm çevre dostlarına teşekkür eder ve başarılı sempozyum dileği ile herkese sevgi ve saygılarımızı bildirmek isteriz.”
Mersin Tabip Odası Yönetim Kurulu