Mersin Emek ve Demokrasi Platformu 21 Ocak Cumartesi günü “Savasa Hayir! Komsuma Dokunma! Ulkemizde ve Bolgemizde Savas Istemiyoruz. Baris Hemen Simdi” baslikli bir baris mitingi düzenledi. Mersin Devlet Hastanesi önünde toplanan guruplar Metropol Miting Alanına yürüdüler. Yönetim Kurulu başkanı Doç. Dr. C. Tayyar Şaşmaz, Yönetim Kurulu üyesi Dr. Ful Uğurhan Torlak, Dr. Nuray Özkan ve Tabip Odası önceki başkanı CHP Mersin Milletvekili Prof. Dr. Aytuğ Atıcı’da mitinge katıldı. Okunan basın açıklamasının ardından barış için beyaz güvencin ve beyaz balon uçurularak silahların susması, kan ve gözyaşının sona erdirilmesi istendi.
Savaşa, zulme, zorbalığa karşı yaşamı savunan barış ve özgürlük sevdalıları hoş geldiniz..
Doğamıza, suyumuza ve çevremize sahip çıkanlar hoş geldiniz.
İnsanca yaşam diyen; işi, ekmeği ve geleceği için mücadele eden işçiler, emekçiler barış mücadelemize hoş geldiniz.
Yeter artık kimse ölmesin, silahlar sussun kan ve gözyaşı son bulsun diyen anneler hoş geldiniz.
Bu gün barış kenti olan Mersin’den barış için, özgürlük için, adalet için, bir aradayız ölüme karşı yaşamı, zorbalığa karşı insanlık onurunu, zulme karşı eşit haklar temelinde bir ülke için birleştik.
Bayraklarımızla, sloganlarımızla, zılgıtlarımız ve halaylarımız ile dağıtacağız bu karanlığı.
Ülkemizde bölgemizde ve dünyada savaş istemiyoruz.
Savaşın ve ölümün babası kar ve sömürü üzerine kurulu kapitalist sistemdir. Emperyalizme ve kapitalist sisteme karşı mücadele edilmeden barış savunulamaz. Kapitalist sistem içine girdiği krizin faturasını dünya halklarına kesmekte, bir yandan devletlerin sosyal yapıları ortadan kaldırılmakta, öbür taraftan ülkeler işgal edilerek zenginlik kaynakları Emperyalist tekellere peşkeş çektirilmek istenmektedir.
AKP iktidarı uyguladığı ekonomik sosyal ve siyasal politikaları ile ülkeyi sermayenin ihtiyaçlarına uygun olarak yapılandırmakta ve yönetmektedir.
Kamusal alan talan edilerek, başta eğitim sağlık ve sosyal güvenlik olmak üzere emekçiler sermayenin insafına terk edilmiştir.
12 Eylül askeri faşist rejimi ve onun vesayet sistemi ile hesaplaşacağını söyleyen AKP iktidarı kendi vesayet sistemini oluşturarak, ülke halklarına baskı, şiddet, açlık, yoksulluktan başka bir şey vermemiştir. Ülkenin neresine bir kazma vurulsa yerden insan kemikleri fışkırmaktadır. İşte bu gün burada ölüme karşı yaşamı, savaşa karşı barışı savunmak için bir aradayız.
Biz Hrant DİNK olayında olduğu gibi katillerin serbest bırakılmalarını; hak isteyenlerin tutuklanmalarını istemiyoruz.
Kürt sorununda çözümsüzlükteki ısrarı binlerce gencimizin ölümüne neden olmuş, ülke kaynakları savaş politikalarına harcanmıştır. Başka ülke yöneticilerine “ halkınızın sesine kulak verin “ tavsiyesinde bulunan başbakan sen halkının sesini duyuyor musun roboski de uçaklar tarafından bombalanan 34 vatandaşın sesini , kürt sorunundaki çözümsüzlükteki ısrar sonucu hayatını kaybeden 50 bin kürt ve türk gencinin annelerinin sesine neden kulak vermiyorsun, uyguladığın ekonomik ve sosyal politikalar sonucu işini kaybeden milyonların sesine ne demeli, açlık sınırının 1.100 TL yoksulluk sınırının 3.250 TL olduğu ülkemizde 700 TL asgari ücretlinin sesini kim duyacak, nükleer santrallere, HES’lere doğanın ve çevrenin tahrip edilmesine karşı çıkanların seslerine kulak vermelisin, AKP’nin politikalarına karşı çıkanlar ve tutuklanıp cezaevlerine atılan,seçilmişlerin, siyasilerin parti yöneticilerinin, bilim insanlarının, sendika yöneticilerinin, gazetecilerin, yazarların seslerine neden kulaklarınızı kapatmışsınız.
“ Zulüm ile abad olunmaz” demiştiniz, evet haklısınız ama biliniz ki kürt sorununda demokratik barışçıl çözüm isteyenler, eşit özgür bir arada yaşamı savunanlar, inançlarını özgürce kendi ibadethanelerinde yerine getirmek isteyen aleviler, parasız bilimsel anadilde eğitim hakkını savunanlar, iş güvencesi , insanca bir yaşam isteyen işçiler, kamu emekçileri,bilim insanları, gazeteciler, sendika yöneticileri, işsizler çevreye ve doğaya sahip çıkanlar, parasız sağlık ve parasız eğitim talep eden bütün halk kesimi uygulamakta olduğun politikalar sonucu zulüm görmektedir.
İş güvencesi istedikleri için Sıhhıye Abdi İpekçi parkında kışın ayazında gaz ve tazyikli su sıkılarak buz tutmuş havuza attığınız tekel işçilerine, sendikaya üye oldukları için işten atılan billur tuz işçilerine, Mersin liman işçilerine, balcalıda işleri için mücadele eden taşeron işçilerine zulüm uyguladınız.
Kamu emekçilerine grevli toplu sözleşmeli sendika hakkını fazla görerek zülüm uyguluyorsunuz, 2012 yılı maaş artışını kamu emekçilerine vermediğiniz için zülüm uyguluyorsunuz, İşçilerin işsizlik fonunda biriken paraları sermayeye peşkeş çekerken zülüm ettiniz, işçilerin kıdem tazminatına göz diktiğiniz, köle pazarı işçi istihdam bürolarını açmaya çalıştığınız için zulüm yapmaya devam ediyorsunuz.
12 milyon yeşil kartlı hastaneye giderken para ödemek zorunda kalacak, işte zulüm bunlardır.
Savaş istemiyoruz.
Dün komşularımız ile sıfır problem diye başladığın politikaya ne oldu neden şimdi bütün komşularımız ile savaşın eşiğine geldik, başta ABD ve AB gibi emperyalist güçlerin ortadoğuyu yeniden dizayn etme politikaları bugün AKP iktidarı eliyle hayata geçirilmeye çalışılmaktadır.
Unutma ki dün “ kardeşim “dediğin diktatörler halklarına zulüm ettikleri için abad olmadılar “Nato’nun Libya’da ne işi var” demiştiniz ama bir gün sonra Nato’nun savaş gemileri Marmaris limanından Libya halkının üzerine bomba yağdırdılar.
Suriye ve Ortadoğu halkları kendi kaderlerine kendileri karar vermelidirler, emperyalist güçlerin Suriye, Irak ve İran’a ülkemiz üzerinden müdahale etmesini istemiyoruz, işte halkının sesine kulak vereceksen Mersin metropol miting alanından biz Türk, Kürt,Arap her milliyetten halklar diyoruz’ki, emperyalist güçlerin taşeronu olmamalıyız, bizim Ortadoğu halkları ile bir sorunumuz yoktur, savaş değil BARIŞ istiyoruz.
Filistin ve arap halklarının başına bela olan İsrail siyonizmine karşı olduğunu söyleyen AKP samimi değildir. Bir yandan İsrail Siyonist rejimine karşı ahkâm keseceksiniz, öbür taraftan israil’i korumak için Kürecik e füze kalkanları yerleştireceksiniz. BOP eş başkanı olarak övündüğünüz proje Emperyalist güçlere hizmet etmekte, bölgeyi savaşa ve ateşe atmaktadır.
Emperyalist güçler ortadoğudan defolun .
Biz emperyalistlerin ve onların militarist gücü Nato’nun Afganistana, Irak’a götürdükleri “sözde demokrasisini” yüzbinlerin ölmesi ile gördük, açlıkla, yoksullukla , sefaletle gördük, son model silahların halkın üzerine bomba yağdırması ile tanıdık. Bu ülkelerin yer altı ve yer üstü zenginlik kaynaklarının talan etmesinden tanıyoruz bunları.
Başta ülkemiz olmak üzere ortadoğu’da yaşayan Türkler,Kürtler,Araplar,Süryaniler ve her köken ve inançtan halklar kardeştir. Emperyalist güçler Ortadoğu ülkelerinin yönetimlerini kendilerine bağlı kuklalar haline dönüştürmek istiyorlar, bunlara izin vermeyeceğiz.
Bölgemizde olası yaşanacak bir savaş yüzbinlerin ölümüne, bölge halkları arasında düşmanlıklara, yoksulluğa, açlığa neden olacaktır.
Sevgili, barış sevdalıları;
-
Biz kürt sorununun muhatapları ile demokratik barışçıl yöntemler ve eşit haklar temelinde çözümlenmesini istiyoruz.
-
Biz kürt,türk,arap ve hiçbir milliyetten annelerin ağlamasını istemiyoruz.
-
Biz düşünce ve ifade özgürlüğü istiyoruz.
-
Biz AKP’nin özel yetkili mahkemelerinin kaldırılmasını istiyoruz.
-
Biz nükleer santrallere,heslere hayır diyor, doğamıza ve çevremize sahip çıkacağız diyoruz.
-
Biz insanca bir yaşam, iş güvencesi parasız sağlık ve parasız eğitim istiyoruz.
-
Biz taşeronlaştırmaya, esnek çalışmaya performans yönetimine hayır diyoruz.
-
Biz başta seçilmişler olmak üzere, tutuklu öğrencilerin, bilim insanlarının , sendika yöneticilerinin ,gazetecilerin serbest bırakılmalarını , TMK’nın kaldırılmasını istiyoruz.
-
Biz eşit, özgür demokratik bir Türkiye istiyoruz.
-
Emperyalistlerin, petrol ve savaş tekellerinin karları için savaşmayacağız, ölmeyeceğiz, öldürmeyeceğiz.