Sağlığa ve Tıp Eğitimine Bir Darbe Daha
22 HAZİRAN 2014
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı
TBMM yasama dönemi sonuna doğru 12 Haziran 2014 günü Hükümet tarafından sağlık alanına ilişkin 46 maddelik bir Tasarı sunuldu. Tasarının adı “Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı.” Tasarıda;
Sağlık Bakanı’nın başında bulunduğu bir Enstitü Başkanlığı, yine Sağlık Bakanı’nın başında bulunduğu içinde tıp Fakülteleri ve sağlık bilimleri fakülteleri bulunan bir üniversite kurulmasına yönelik maddeler bulunuyor. Bu kuruluşların, Sağlık Bakanı ve atadığı kişiler aracılığı ile yönetilmesi, sermaye ile yakın işbirliği ve ortaklık yapısı içinde çalışması planlanıyor. Sağlık Bakanlığı bütçesi dışında genel bütçeden ciddi bir kaynak transferinin ve ciddi bir kadro kullanımının amaçlandığı anlaşılıyor. Her iki kuruluşun bir bütün olarak üniversitelerin eğitim ve araştırma işlevleri ile TÜBİTAK’ın işlevlerini üstlenmesine yönelik bir tasarımın yapıldığı görülüyor.
46 Maddelik tasarının içindeki diğer maddelerde, üniversitelerarası kurulun lisansüstü eğitime ve doçentlik sınavlarına ilişkin yetkilerinin Yükseköğretim Kuruluna verilmesine, aile hekimlerine aile sağlığı merkezlerinde nöbet tutturulmasına, yoğun bakım yan dal uzmanlık süresinin anesteziyoloji ve reanimasyon uzmanlığı yönünden üç yıldan iki yıla indirilmesine yönelik maddelerin de içinde olduğu çok farklı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde değişiklik yapan düzenlemeler bulunuyor.
Söz konusu tasarının görüşmelerine 19 Haziran 2014 günü Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu’nda başlandı. Komisyon bir alt komisyon kurulmasına karar verdi. Aynı gün saat 17.00’de yedi Milletvekilinden oluşan alt komisyon çalışmalara başladı. Alt Komisyon, Türk Tabipleri Birliği, Tıp Fakülteleri Dekanlar Konseyi Başkanı, Sendikalar, Vakıf Üniversiteleri temsilcileri bazı mesleki ve uzmanlık dernekleri temsilcilerinin görüşlerini dinledi. Yükseköğretim Kurulu’nun yükseköğretimi bütünüyle etkileyen bu tasarı ile ilgili olarak komisyon toplantısına katılıp görüşlerini dile getirmediği görüldü. Arkasından 20 Haziran 2014 günü saat 14.00’e kadar çalışmalara ara verdi. Saat 14.00’te başlayan alt komisyon toplantısında madde görüşmelerine başlandı ve gece yarısı 01.30 civarında görüşmeler tamamladı.
Türk Tabipleri Birliği adına komisyon toplantılarına Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi 2. Başkanı Prof. Dr. Gülriz Erişgen, Hukuk Bürosundan Av. Ziynet Özçelik katıldı. Tasarı’nın alt komisyon çalışmalarında CHP milletvekili Aytuğ Atıcı başta olmak üzere muhalefet partilerinden milletvekillerinin ciddi çabalarına rağmen özüne ilişkin esaslı bir değişiklik yapılmaksızın tasarı alt komisyonda kabul edildi. Tasarının üst komisyonda görüşmelerine 24 Haziran Salı günü başlanacağı belirtilmekle birlikte bu yasama döneminde görüşülmesinin tamamlanıp tamamlanmayacağı belirsizdir.
Prof. Dr. Gülriz Erişgen tarafından Türk Tabipleri Birliği adına alt komisyonda dile getirilen görüşleri aşağıda belirtilmektedir.
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Hakkında Türk Tabipleri Birliği Görüşleri
- Tasarının 1-19 uncu maddeleri arasında merkezi İstanbul’da olacak olan Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) ile bünyesinde altı adet Enstitünün kuruluşu, görevleri ve işleyişi düzenlenmiştir. Diğer illerde de Sağlık Bakanı’nın teklifi, Bakanlar Kurulu kararı ile yeni Enstitüler kurulabileceği düzenlenmiştir.
TÜSEB sağlık ve bilim teknolojileri alanında, kamu özel kişi ve kuruluşlarla işbirliği yaparak ya da kendi kadroları aracılığı ile bilimsel araştırma yapmak, yaptırmak, koordine etmek, özendirmek, sağlık hizmetlerinde akreditasyon faaliyetlerini yürütmek, lisansüstü eğitim vermek, sağlık kuruluşu açmak gibi görev yetkilerle kurulmaktadır.
TÜSEB araştırmaları kendi bünyesinde yapabileceği gibi üniversiteler dahil kamu kurum ve kuruluşları ile özel kişi ve kuruluşlarla da yapabilmekte, bu amaçla ortaklık, şirket kurabilmekte, teknokent, bilim parkı, kuluçka merkezi gibi merkezleri açabilmektedir. Projeler için ön ödeme, teşvik, ödül, kar payı, telif ücreti, işleme ücreti gibi mali destek ve harcamaları yapabilmektedir. Kamu özel ortaklığı yolu ile tesis yaptırabilmekte, yenileyebilmektedir.
Tasarıdaki Enstitü tasarımının bir bütün olarak sağlık endüstrisine kamu bütçesinden kaynak ve insan kaynağı aktarılmasını sağlayacak biçimde yapıldığı görülmektedir.
Yönetim Kurulu beş kişi olup, yönetim kurulu başkanı Sağlık Bakanı’dır. Sağlık Bakanlığı Müsteşarı, Sağlık Bakanının önerisi üzerine Başbakan’ın atayacağı TÜSEB başkanı ve Sağlık Bakanı’nın atayacağı iki üyeden oluşmaktadır.
TÜSEB Bir bütün olarak 2547 sayılı Yasa uyarınca Yükseköğretim Kurumları ve onların bünyelerindeki bütün enstitülerin görev ve işlevlerini içerecek bir amaç ve işleyişe sahiptir. Bilimsel ve idari özerkliğe sahip olduğu belirtilmekle birlikte bütünüyle Sağlık Bakanı ve diğer merkezi idare temsilcileri tarafından yönetilmekte, kararları, çalışma alanları onlar tarafından verilmektedir. Bilimsel ve idari özerkliği bulunmamaktadır. Tıp fakültelerinin seçilmiş temsilcilerine yer verilmediği gibi Türk Tabipleri Birliği’nin de temsiliyeti bulunmamaktadır. Bütünüyle yürütme organı ve sermayenin temsilcilerinin bulunduğu hiyerarşik bir yapı oluşturulmaktadır.
Ciddi bir kamusal kaynak kullanması düşünülen enstitünün yapacağı çalışmaların planlanmasından, kaynakların harcanmasına kadar olan süreçte, katılımcı, açık ve denetimi kamu tarafından mümkün olan bir yapı kurulmamıştır.
Öğretim üyeleri görevlendirme yolu ile ya da doğrudan TÜSEB kadrolarına İş Kanunu’na tabi iş sözleşmesi ile atanmakta, görev süresinden önce işlerine son verilebilmektedir. Bilimsel ve idari özerkliğin önemli unsurlarından biri olan öğretim üyesi güvencesi bulunmamaktadır.
TÜSEB yönetim kurulu karar alarak üniversiteler ve diğer kamu kurumlarının muvafakatını aramadan onların personelini Enstitülerde görevlendirebilmektedir. Görevlendirilenlerin her türlü özlük ve mali hakları kurumları tarafından karşılanmaktadır.
TÜSEB tüm yükseköğretim kurumları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarından gerekli gördüğü her türlü bilgiyi talep edebilmekte, kurumlar bu bilgileri vermek ve gereken kolaylığı sağlamakla yükümlü tutulmaktadır.
Bu haliyle TÜSEB bilimsel ve idari özerkliği bulunmayan, üniversitelere göre çok ciddi ayrıcalıklı olanaklara sahip kılınmış ve ne yazık ki üniversitelerin araştırma ve uygulama birimlerinin daha da güçsüzleşmesine neden olacak, onları işlevsiz kılacak bir yapılanmaya sahiptir. Anayasanın yükseköğretim ile ilgili düzenlemelerine, bilim özgürlüğüne, idarenin bütünselliği ve eşitlik ilkesine uyumsuz bir tasarı söz konusudur.
Sağlık alanında yürütülecek hizmetlerin iyileştirilmesi amacıyla bilimsel çalışmaların desteklenmesi amaçlanıyor ise TÜSEB’in amaç işlevini üstlenecek, sağlığın korunmasına, hastalıkların önlenmesine yönelik çalışmaları önceleyen, Sağlık Bakanlığı’nın hiyerarşisi içinde olmayan idari ve mali özerkliği bulunan, üniversitelerin çalışmalarını özendiren, destekleyen bir yapı oluşturulabilir. Yine bu çalışmalarda önceliğin hastalıkların tedavisine değil, önlenmesine yönelik araştırmalara verilmesi gerekmektedir.
2– Tasarıda, Sağlık Bakanlığı tarafından merkezi İstanbul’da Türkiye Sağlık Bilimleri Üniversitesi adı ile bir üniversite kurulmaktadır.
a) Üniversite kamu üniversitesi olarak nitelendirilmekte ancak mütevelli heyet oluşturulmaktadır. Mütevelli heyet Sağlık Bakanı’nın başkanlığında, Sağlık Bakanlığı müsteşarı, Rektör ve Bakan’ın seçeceği bir üye ile Yükseköğretim Kurulu’nun seçeceği bir üye olmak üzere beş kişiden oluşmaktadır. Üniversite senatosunun, anabilim dalı ve bilim dallarının, dekanların, rektörün, yönetim kurullarının yetki ve görevleri mütevelli heyette toplanmıştır. Mütevelli heyetin çalışma usul ve esaslarının heyetin kendisi belirlemektedir.
b) Altı rektör adayını öğretim üyeleri değil mütevelli heyet seçmektedir.
c) Öğretim üyeleri rektör tarafından önerilmekte Mütevelli Heyet tarafından atanmaktadır. Fakülte yönetim kurulu ile Üniversite Yönetim Kurulu bu sürecin dışında bırakılmaktadır.
d) Üniversite tıp fakülteleri, sağlık bilimleri fakülteleri ve sağlık bilimleri enstitüsünden oluşmakta, sağlık hizmeti sunmak veya sağlık uygulama ve araştırma faaliyetlerini Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumuna bağlı eğitim ve araştırma hastaneleri ile protokol yaparak yerine getirmektedir. Yurtiçinde ve yurt dışında birim ve bölümler açabilmektedir. Eğitim ve Araştırma Hastaneleri Eğiticilerinin bu üniversitenin akademik kadroları haline getirilmesinin amaçlandığı belirtilmektedir. Türkiye Sağlık Bilimleri Üniversitesine 1875 adet öğretim elemanı kadrosu tahsis edilmektedir. 43. Madde ile aynı üniversiteye 244 adet personel kadrosu tahsis edilmektedir.
e) Gerçek ya da özel hukuk tüzel kişileri de dahil olmak üzere her türlü kurum ve kişi ile işbirliği yapabilmekte ve ortak proje yürütebilmektedir.
- Marmara Üniversitesi’ne tahsisli Haydarpaşa Kampüsü bu üniversiteye tahsis edilmektedir.
Sağlık Bakanlığı’nın, gerek Anayasa, gerekse 663 sayılı KHK ile tanımlanmış hizmet alanları içinde Sağlık Bilimleri Üniversitesi, tıp fakültesi kurmak, lisans eğitimi vermek üzere kurum açmak yer almamaktadır. Sağlık Bakanlığı Anayasanın yükseköğretim kurumları için öngördüğü sistemin ve idarenin bütünselliği ilkesinin dışına çıkılarak, yürütme organı, bilimsel ve idari özerkliğe sahip olması gereken üniversitelerin görev alanına müdahale etmekte onun yerine geçmektedir.
Tıp Fakülteleri sayısı Avrupa OECD ortalamalarının çok üzerinde olup Yeni Tıp Fakültesine gereksinim yoktur. Günümüzde öğrenci kontenjanı artışına değil, nitelikli tıp eğitimi için öğretim üyesi, donanım, mali kaynak desteğine ihtiyaç bulunmaktadır. Bu üniversitenin eğitim ve araştırma hastanelerindeki eğiticilerin vakıf üniversitelerine kaybı nedeniyle A grubu ameliyatların yapılamadığı, onların akademik kadrolara atanması ve Bakanlık hastanelerinde tutulabilmeleri için tıp fakültelerinin kurulması gerektiği dışında bir gerekçe gösterilmemektedir. Bu gerekçe ile bir üniversite kurulamaz. Bu yöndeki maddelerin bütünün tasarı metninden çıkarılması gerekir.
3- Tasarıda, doçentlik sınavlarını, düzenlemek, doçent adaylarının yayın ve araştırmalarını değerlendirmek, doçentlik sınavları ile ilgili esasları tespit etmek ve jürileri seçmek, yükseköğretim kurumlarında yüksek lisans, doktora ya da tıpta uzmanlık öğrenimi yapacakların seçilme esaslarını belirlemek, lisansüstü öğretimin esaslarını belirlemek, doktora ile ilgili esasları tespit etmek ve yurt dışında yapılan doktoraları, doçentlik ve profesörlük unvanlarını değerlendirmek görevi Üniversitelerarası Kurul’dan alınarak Yükseköğretim Kurulu’na verilmektedir.
Esasen bu yetki ve görevlerin ezici çoğunluğu yürütme tarafından doğrudan belirlenen Yükseköğretim Kurulu’na oranla, bütün üniversiteleri temsil etme niteliği ve öğretim üyelerinin seçilmiş temsilcilerini içeren Üniversitelerarası Kurul’dan alınarak, atanmışlardan oluşan Yükseköğretim Kurulu’na verilmesi, üniversitelerin bilimsel özerkliği ve ihtisas kuralına aykırıdır ve geri çekilmelidir.
4- Öğretim elemanlarının Yükseköğretim Kurulu’nun, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının görüşünü alarak belirleyeceği öncelikli alanlarda araştırma yapmaları kuralı getirilmektedir. Üniversiteleri bütünüyle sermayenin çıkarları doğrultusunda çalışmaya zorlayan bu kural Anayasanın yükseköğretimle ilgili maddelerindeki bilimsel özerklik ve bilim özgürlüğü ile bağdaşmamaktadır. Tasarıdan çıkarılmalıdır.
5 –Türkiye Halk Sağlığı Kurumunca belirlenecek aile sağlığı merkezlerinde çalışma saatleri dışında acil başvuran hastalara hizmet vermek üzere aile hekimleri ve aile sağlığı elamanları ile gerektiğinde sağlık bakanlığı ve bağlı kuruluşları personeline nöbet görevi verilmesine, bu kapsamda 657 sayılı Devlet Memurları Kanunun ek 33 üncü maddesinde aylık 60 saate kadar nöbet ücreti ödenmesine yönelik ek düzenlemeler, aile hekimlerinin görev ve işlevleri açısından kabul edilemez bir kural olup tasarıdan çıkarılmalıdır.
6- 20 ve 21 inci maddelerinde üç yıl olan yoğun bakım yan dal uzmanlık eğitim süresinin, yan dalın bağlı olduğu toplam altı ana daldan biri olan anesteziyoloji ve reanimasyon ana dalı yönünden iki yıla indirilmesi, yoğun bakım ünitelerinde fiilen üç yıl görev yapan anesteziyoloji ve reanimasyon uzmanlarına sınavla yan dal uzmanlık belgesi verilmesi düzenlenmektedir. Türk Tabipleri Birliği bu alanın bütün ilgilerinin görüşü alınmadan, bütün alanlar yönünden yan dal eğitiminin gerekleri gözetilmeden, yoğun bakım yan dalı yönünden bu yan dalın bağlı olduğu diğer beş uzmanlık dalının dışında tutulduğu bir düzenlemeyi bu hali ile uygun bulmamaktadır. Bütün ilgili alanların görüşleri alınarak ve bilimsel gerekliliklere uygun düzenlemelerin yapılması gerekir.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi