12/10/2023
Mersin Tabip Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası, Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Sendikası, Genel Sağlık- İş, Mersin Aile Hekimleri Derneği, Hekim Sen, Hekim Birliği Sendikası, Aile Sağlığı Çalışanları Derneği ile birlikte sağlık emekçilerine yönelik teröre son vermek için yetkilileri göreve çağırmak amacı ile bugün (12.10.2023) Toros Devlet Hastanesi’nde ortak basın açıklaması yaptık. Kurumlar adına basın açıklamasını Uzm. Dr. Çağlar Özen okudu.
Oda başkanımız Uzm. Dr. Nasır Nesanır da yaptığı konuşmada “TTB ve tabip odaları olarak sağlıkta artan şiddetin de, toplumda körüklenen şiddet dilinin de karşısındayız ve sağlıkta şiddetle etkin mücadele çağrımızı yineliyoruz. Asla yaşamımıza kasteden bu çalışma koşullarına boyun eğmeyeceğiz, emeğimizin sömürülmesine, geleceğimizin karartılmasına izin vermeyeceğiz. Yaşamı ve yaşatmayı kendine şiar edinmiş bir mesleğin mensupları olarak sağlıkta şiddete karşı her yönüyle mücadelemiz devam edecektir”.
SAĞLIK EMEKÇİLERİNE YÖNELİK TERÖRE SON
Yine bir sağlıkta şiddete isyan toplantısında beraberiz ne yazık ki. Bunu şöyle açıklayalım:
Sadece geçen hafta olup basına yansıyanlar ;
Bir aile hekiminin omuzu kırıldı
Bir aile hekimi darp edildikten sonra kalp krizi geçirdi
3 aile hekimi aynı iş yerinde aynı anda öldüresiye dövüldü. Hayati tehlike oluşturacak şekilde darp edildi
Bir hemşirenin burnu kırıldı, kafa travması geçirdi
Bir veteriner hekim ve stajyerleri darp edildi, sonrasında o stajyerlerden biri kalp krizi geçirdi.
Öncesinde hastanelerde defalarca silahlar patladı, şifa dağıtan kurumlarda silahlı çatışmalar yaşandı. Sağlık çalışanları yaralandı, hayatını kaybetti.
Bunlar gibi daha niceleri yaşandı, yaşanıyor ve ne yazık ki yaşanacak. Çünkü ilgili bakanlıklar gerekli önlemleri almıyor ve bu terörü bu şiddeti önlemek için hiçbir şey yapmıyor.
Yıllardır öldürülüyoruz, sakat bırakılıyoruz, sürekli fiziksel ve sözel şiddete uğrayarak çalışmak durumunda kalıyoruz. Kınamaktan, basın açıklaması ve eylem yapmaktan biz bıktık ama bizi korumakla görevli olan yetkililer ne bize yapılan bu şiddeti görmekten ne de isyanımızı duymaktan bıkmadılar. Çünkü umurlarında değiliz. Ölürlerse ölsünler yerine yenisi gelir diyorlar herhalde ama öyle olmuyor. Yetişmiş bir hekim, bir sağlık çalışanı kolay deneyim kazanmıyor. Bizim meslekte deneyimin değeri paha biçilemez. Binbir emekle yetişiyoruz ama popülist siyasete kurban ediliyoruz. Bu böyle gitmez. Ne anamız babamız bütün bunları yaşayalım diye bizi dünyaya getirdi ne de bunları yaşayalım diye okuttu.
Sevgili halkımız ve sayın bakanlar, bizler değerliyiz hem de çok değerliyiz, çoğunuz bilmese bile biz bunu biliyoruz. Kendimizi, çok zorlu bir eğitim ve deneyim sürecinden geçerek, çok çalışarak yetiştirdik ve insan hayatı kurtarmaya adadık. Bizi böyle harcayamaz ve harcatamazsınız. Sağlık çalışanlarına uygulanan şiddetin gerçek karşılığının kanun koyucular ve hukuk tarafından verilmesini istiyoruz. Bizler aciz bireyler değil bu ülkenin nitelikli yetişmiş insanlarıyız. Haklarımızı, bu çalışma koşullarını hak etmediğimizi, saygıyı hak ettiğimizi biliyoruz. O yüzden tüm bu olup bitenlere öfkeliyiz, isyan ediyor ve tepki veriyoruz. Tek bir sağlıkta şiddet olayına daha tahammülümüz yok. Umarız bunu görürsünüz ve gerekli yasaları çıkarıp önlemleri alırsınız. Aksi takdirde kopuşlar nedeniyle ülkenin nitelikli sağlık hizmetinden yoksun kalacağını öngörebilirsiniz. Can güvenliğinin olmadığı yerde kimse çalışmak istemez, gider. O zaman işte muayene randevusu, tetkik ve ameliyat randevusu bulamayan herkes bilsin ki bunun asıl nedeni çare bulmaya gittiğiniz hastanedeki doktorun, hemşirenin, teknikerin can güvenliğini sağlamak adına oradan çekip gitmesidir. Bunun önüne geçmek için herkes kendine düşen görevi yapacak. Vatandaş hekime gereken saygıyı gösterecek, bakanlıklar ve yargı şiddet uygulayana gereğini yapacak, can güvenliğimiz sağlanacak ki biz de işimizi en iyi şekilde yapabilelim.
Peki vatandaş niye sinirleniyor. Onu da biliyoruz. 2 dk da bir muayene dayatması nedeniyle derdini bile anlatamıyor, poliklinikler o kadar yoğun ki randevu bulamıyorlar. Oy uğruna siyasetçiler tarafından o kadar yanlış yönlendirildiler ki usulsüz istekte bulunmayı kendilerine hak görüyorlar, istekleri reddedilince de bize şiddet uygulamayı kendilerine hak görüyorlar. Sevgili vatandaş, sağlık uygulamalarında karşılaştığın sorunların hiçbirinin kaynağı biz değiliz. Öncelikle bunu bilin. Yaratmadığımız probleme çözüm üretecek olan da biz değiliz. Muhatabınızı iyi bilin. Sistemin tüm sorunlarının yaratıcısı ve çözümü sağlık bakanlığının ta kendisidir. Sağlık çalışanları da aynı sorunlar nedeniyle mağdurdur.
Sonuç itibari ile can güvenliğimizi tehlikeye sokan herkese ve her duruma karşı çıkacağız. Hakkımız olan güvenli Çalışma ortamını talep etmekten, gerekli, yasa güvencesinde olan eylemlerimizden vazgeçmeyeceğiz. Herkese şiddetsiz, saygı, sevgi, hoşgörü dolu günler diliyoruz. Uzm. Dr. Çağlar Özen
MERSİN TABİP ODASI
MAHDER
BİRLİK DAYANIŞMA SENDİKASI
GENEL SAĞLIK İŞ
AİLE SAĞLIĞI ÇALIŞANLARI DERNEĞİ
SES
HEKİM SEN
HEKİM BİRLİĞİ
YAŞAMAK ve YAŞATMAK İSTİYORUZ!
Türk Tabipleri Birliği ve tabip odaları olarak; 2003’ten beri ülkemizde “Sağlıkta Dönüşüm Programı” ile had safhaya ulaşan piyasacı; halk sağlığını ve hekimleri/sağlık emekçilerini yok sayan, değersizleştiren, kışkırtılmış sağlık politikalarının sağlık sistemini işin içinden çıkılmaz hale getireceğini, şiddeti daha çok artıracağını defalarca söyledik. Nitekim sağlıkta şiddet nedeniyle 1988’de kaybettiğimiz Dr. Edip Uğurcan Kürklü dışındaki tüm meslektaşlarımızı yaratılan tüketici sağlık politikalarının hızla bizleri de tükettiği son 20 sene içerisinde kaybettik.
Özellikle Dr. Ersin Arslan’ın katledilmesinin ardından sağlıkta şiddete karşı etkili önlemler için birçok kez iktidarı uyardık, yasa önerilerimizi sunduk. Ancak çağrılarımıza kulak verilmemesi sonucunda her gün Türkiye’nin farklı şehirlerinden akıl almaz şiddet olayları duymaya devam ettik. Yürüttüğümüz mücadele sonucunda adım atmak zorunda kalan Sağlık Bakanlığı’na; önerilerimizin yalnızca bir kısmını alarak çıkarılan yasanın yetersiz olduğunu, sorunun yalnız yasayla da çözülemeyeceğini, toplumsal varoluşumuzu aşındıran, şiddeti körükleyen, düşmanlaştırıcı politikalarla sağlık sistemi başta olmak üzere her boyutu kapsayan bütünlüklü bir değişim gerektiğini ilettik. Geldiğimiz noktada, ne gerçekten caydırıcı önlemler alındı ne de çalışma alanlarımızda ve koşullarımızda sağlıkta şiddete karşı düzenlemeler yapıldı.
Toplumda artarak süregelen şiddet iklimi, iktidarın şiddet dili, sağlığımızı bozan, bizi yok sayan, tüketen, değersizleştiren sağlık politikaları, hem bizi hem de halkı geçinememeye sürükleyen ekonomik buhranla birleşince; sağlığın fiziksel, zihinsel, toplumsal bütün bileşenleri de zarar görerek sağlık alanlarında şiddete de zemin oluşturmuştur.
Sağlık Bakanlığı yaşadığımız bunca soruna ve şiddete karşı sadece tweet atmakla yetinmektedir.
TTB ve tabip odaları olarak sağlıkta artan şiddetin de, toplumda körüklenen şiddet dilinin de karşısındayız ve sağlıkta şiddetle etkin mücadele çağrımızı yineliyoruz. Asla yaşamımıza kasteden bu çalışma koşullarına boyun eğmeyeceğiz, emeğimizin sömürülmesine, geleceğimizin karartılmasına izin vermeyeceğiz. Yaşamı ve yaşatmayı kendine şiar edinmiş bir mesleğin mensupları olarak sağlıkta şiddete karşı her yönüyle mücadelemiz devam edecektir.
YAŞAMAK ve YAŞATMAK İSTİYORUZ!
Uzm. Dr. Nasır Nesanır
Mersin Tabip Odası Başkanı