08/06/2016
Üreme sağlığı ve kadın doğurganlığı üzerine son günlerde yapılan açıklamalar nedeniyle 08.06.2016 tarihinde Odamızda basın açıklaması yaptık. Basın açıklamasını Oda başkanımız Dr. Ful Uğurhan okudu. CHP Mersin Milletvekili Prof. Dr. Aytuğ Atıcı’da basın açıklamasına katılarak destek verdi.
Mersin Tabip Odası Yönetim Kurulu
Değerli Basın Emekçileri,
Geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanı ve Cumhurbaşkanı tarafından, üreme sağlığı, kadın doğurganlığı, aile planlanması gibi konularda değişik zamanlarda yapılan açıklamaların her ne kadar yapay gündem yaratmak, kamuoyunun dikkatini başka yönlere çekmek için olduğunu düşünsek de hekim sorumluluğumuz gereği kamuoyunu bilgilendirmek için açıklama yapma gereği duyduk.
Bugün burada kadına annelik üzerinden değer biçip, her ne nedenle olursa olsun anne olmamış kadınları eksik, yarım diye niteliyerek kadınları değersizleştiren zihniyeti değerlendirmeyi halkımızın vicdanına ve aklına bırakıyoruz. Biz öncelikle uygulanan doğurganlık politikaları sonucu kadın ve çocuk sağlığı açısından yaşanacak olumsuzluklara bir kez daha dikkat çekeceğiz.
Ülkemizde 80’li yıllardan başlayarak gebelik ve doğuma bağlı anne ve bebek ölümlerinin azalmış olmasında en temel etken, etkin aile planlaması hizmetleriyle istenmeyen gebeliklerin önlenmiş olması ve kürtajın yasal düzenlemeyle kamusal bir hizmet olarak sunulması olduğunu bir kez daha vurgulayacağız. Aile planlaması, doğum kontrolü kavramlarının artık tarihe karıştığını, moda terimin üreme sağlığı olduğunu dillendirerek kafaları karıştırmaya çalışanlar çok iyi biliyorlar ki; üreme sağlığı hizmetlerini aile planlamasını da kapsayacak şekilde herkese sağlanma görevi devletin anayasal görevidir. Anayasanın 41’inci maddesinde “Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar” denilmektedir.
Hal böyle iken Türkiye 2013 Nüfus ve Sağlık Araştırmasına göre Türkiye’de ailelerin yüzde 32’si gebelikten korunmak istedikleri halde ya yöntem kullanmıyor ya da “modern-etkili bir yönteme ulaşamıyor. Yani aile planlamasında karşılanamayan bir hizmet gereksinimi söz konusudur.
Bugün buradan 1994 yılında toplanan Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı’nda tanımlanan “çocuk sahibi olup olmama veya ne zaman olacağına karar verme hakkı” maddesini birkez daha hatırlatmakta yarar görüyoruz. Buna göre; “Her insan güvenilir ve etkin aile planlaması yöntemlerine ulaşma hakkına sahiptir. Kadın ya da erkek her insan, istediği çocuk sayısını belirleme ve hangi aralıklarla çocuk sahibi olacağına karar verme hakkına sahiptir. Çocuk sayısına özgürce ve sorumluluklar göz önünde bulundurularak karar verilmelidir. Çocukların yaşam kalitesi için en iyi yaşam koşullarının sağlanması düşünülmelidir.”
Ülkemizde kadına yönelik şiddetten, çocuklara uygulanan cinsel istismara kadar canımızı yakan pek çok soruna çözüm getirmek yerine, dönüp dolaşıp üç çocuk – beş çocuk, yarım kadın- tam kadın gibi, kadın bedeni üzerinden siyaset yapılmasını yadırgıyor ve çok tehlikeli buluyoruz ve yetkilileri anayasal görevlerini yerine getirmeye davet ediyoruz.
Mersin Tabip Odası Yönetim Kurulu