Birinci basamak hizmetlerinin verildiği aile hekimliği birimlerinde uygulamaya konulan nöbet zorunluluğunun koruyucu hizmetlerde yapacağı aksamaları gündeme getirmek, çalışanların ve hastaların zararına yol açacak bu uygulamanın derhal sonlandırılması gerektiğini vurgulamak için 12.06.2014 Perşembe günü odamızda basın açıklaması yapıldı. Açıklamada, Popülist söylem ve eylemlerle sorunları görmezden gelerek yapılan uygulamalar ve bunları uygulayan bürokratların yaşanacak sağlık skandalları sonrası tüm uyarılarımıza rağmen yarın yine, biz sağlık çalışanlarını suçlamalarını yaşayarak öğrenmek istemiyoruz dediler. Açıklamaya oda başkanımız Dr. Ful Uğurhan, genel sekreterimiz Dr. Mehmet Antmen, Mersin Aile Hekimleri Derneği başkanı Dr. Gürbüz Şen, Dr. Selçuk Fidan, Dr. Oğuz Kubat, Dr. Hüseyin Balbay, Dr. Hüseyin Naci Eker ve Dr. Teoman Uğurlu katıldılar.
12/06/2014
Değerli Basın Mensupları,
Ülkemizde iyi düşünmeden yapılan uygulamaların, nelere mal olduğunu hepimizi derin üzüntü ve yasa boğan Soma faciasıyla en acı şekilde öğrendik. Bu facianın en büyük sebebi taşeronlaşmadır. Bugün sağlıkta hızla taşeronlaşmaya gidilmektedir. Tüm bu süreçte birinci basamak sağlık hizmetleri dünya bankasının raporları doğrultusunda popülist politikalarla şekillenmektedir. Bu nedenle sağlık politikaları yap boz tahtası gibi sürekli torba yasaklarla yürütülmektedir. Bizce sağlık politikaları dünya sağlık örgütünün ve ülkemizdeki sağlıkla ilintili STK’larla birlikte, hükümet politikası olarak değil bir devlet politikası olarak yürütmelidir.
Aile hekimlerine ve aile sağlığı çalışanlarına keyfiyetle, hukuksuz ve kendi yönetmeliklerine aykırı olarak yazılan acil nöbetleri hukuksuz, angarya olması dışında sağlık skandallarına yol açabilecektir. Popülist söylem ve eylemlerle sorunları görmezden gelerek yapılan uygulamalar ve bunları uygulayan bürokratların yaşanacak sağlık skandalları sonrası tüm uyarılarımıza rağmen yarın yine, biz sağlık çalışanlarını suçlamalarını yaşayarak öğrenmek istemiyoruz. Defalarca söyledik ve bakanlığımız anlayıncaya kadar söylemeye devam edeceğiz. Acil servisler eğitim yeri, vatandaşlarımız eğitim materyali değildir. Bu tür bürokratik yaklaşımların Soma’da nasıl facialara skandallara neden olduğu unutulmamalıdır.
Bugün Mersin merkezde hastanelerde aile hekimlerine ve aile sağlığı çalışanlarına yazılan nöbetlerde tek bir reçete çıkmamıştır. Aile hekimi arkadaşlarımıza yeşil alanda yazılan nöbetlerde tek bir hasta baktırılmamaktadır. Triyaj nöbetleri ise tam bir komedidir. Nöbet yazacak yer bulamayan komisyon Toros devlet hastanesinde aile hekimi ve aile sağlığı çalışanlarına enjeksiyon nöbeti yazmaktadırlar. Meslektaşlarına yayınlanan genelgeye aykırı olarak enjeksiyon nöbeti yazan komisyon üyelerini kınıyorum.
Mersin Halk Sağlığı Müdürlüğü’ne buradan soruyorum. Nöbet yazıldığı günden bugüne Mersin Devlet Hastanesi, Toros Devlet Hastanesi, Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesinde aile hekimlerinin yazdığı reçete sayısı kaçtır? Aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanları çalıştıkları yerlerde sisteme tanımlanmışlar mıdır? Bu hastanelerde yazılan nöbetler ihtiyaç nedeniyle değil keyfiyetle yazıldığı için bugün bu kaotik durumla karşı karşıyayız. Nöbeti yazanlar gidin çay kahve için demektedirler. Komisyon üyelerine sesleniyorum triyaj ve yeşil alanda yazılan nöbetlerde bugüne kadar hangi eğitimler verilmiştir. Eğitim bu işin bahanesi ve bu keyfi uygulamaya bir kılıftır. Nöbetler çay- kahve nöbetleridir.
Ayrıca hasta muayenesi yapılmayan bu nöbetler için müdürlüğümüz keyfiyetle nöbet muafiyeti uygulamaktadır. Bu uygulama kamu hastanelerinde acil servislerde çalışan tüm hekimlere mi yoksa sadece aile hekimi ve aile sağlığı çalışanlarına mı uygulanmaktadır? Hala Mersin Halk Sağlığı Müdürlüğünce nöbetlerle ilgili ayrıntılı bir açıklama gelmemiştir. Bu da aslında yazılan bu nöbetlere kendilerinin de inanmadığının göstergesidir.
Sayın bakanın ısrarla katıldığı programlarda eklampsi tedavisini aile hekimleri nasıl öğrenecekler demektedir? Bu açıklamayı şaşkınlıkla karşılamaktayız.
Değerli basın mensupları, Preeklampsi (halk arasında gebelik zehirlenmesi) hastasının nöbet geçirmesi durumuna eklampsi denir. Eklampsi nöbeti aynen epilepsi (sara) nöbeti gibidir, hastanın kol ve bacaklarında kasılmalar, geçici bir süre bilinç kaybı görülür. Hastada tansiyon yüksekliği ve şiddetli preeklampsinin diğer bulguları vardır. Anne hayatını tehdit eden ciddi bir durumdur ve hemen hemen her zaman acilen sezaryen ile gebeliğin sonlandırılmasını gerektirir. Tek kesin tedavisi doğumdur, aksi takdirde nöbet krizlerinin tekrarlaması ve anne hayatının tehlikeye girmesi riski vardır. Bütün bulgular doğumdan sonra hızla düzelir. Tekrar nöbet geçirilmesini engellemek için acilen doğum gereklidir. Doğum dışında ise; nöbet sırasında hastanın solunum yolu kapanabilir bu nedenle ilk yapılacak işlemlerden birisi solunum yolunun açılmasıdır. Kan basıncını (tansiyon) normale düşürmek için ilaçlar verilir. Hastanın tekrar nöbet geçirmesini engellemek için magnezyum sülfat tedavisi verilir. Anne çok yakından takip edilir. Erken doğum gerçekleşirse bebek için de yoğun bakım ünitesinde bakım uygulanır. Sayın bakan merak etmesin, gebeleri çok yakından takip eden aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanları gebelerimizin eklampsi krizi geçirmemesi için yakından takip etmekte ve risk taşıyan gebeler eklampsi kriz geçirilmeden hastalara müdahale edilmektedir. Yani nöbet olmadan eklampsi olmaz. Bizler, gebelerimizi karaciğer enzimlerinde yükselme, trombosit sayısında düşme, tansiyon yükselmesi, idrarda aşırı protein atılımı (proteinüri), idrar miktarında azalma (olüguri), hiç idrar çıkarmama (anüri) görülebilen diğer bulgularını yakından takip etmekteyiz. Bizler asıl işimiz olan gebelerin eklampsi krizi geçirmeden sağlıklı anne ve bebekler doğması anne bebek ölümü yaşanmasın diye mücadele ediyoruz. Yoksa eklampsi gelişsinde müdahale edelim diye değil. Bizler birinci basamakta asıl işimizin koruyucu sağlık hizmeti olduğuna inanmaktayız ve bırakın işimizi yapalım diyoruz.
Kendi sorumluluklarını yerine getirmeden, kendi çıkardıkları yasa ve yönetmeliklere uygun acil servislerde halkımızın hak ettiği sağlık hizmetini sunmak için çaba sarf etmeyen bürokratların popülist söylem ve eylemleri mesleki etik değerlerimize ve deontolojimize uymamaktadır. Bu nöbet tutmaz ve tutulmayacaktır.
Mersin aile hekimleri derneği olarak 20 Mayıs 2014 tarihinde yürütmenin durdurulması ve yazılan bu keyfi nöbetlerin iptal edilmesi için idare mahkemesine dava açmış bulunmaktayız. Umarım kısa süre içerisinde hukuksuz olan bu nöbetler mahkemece durdurulacaktır.
Bugün Mersin Tabip Odası, Mersin Aile Hekimleri Derneği, Ses ve Türk Sağlık-SEN olarak nöbet izlem platformu kurmuş bulunmaktayız. Bu hukuksuz uygulama sona erdirilene kadar platformumuz çalışmalarına devam edecektir.
Kamuoyuna saygılarımızla,
Nöbet izlem platformu adına
Mersin Aile Hekimleri Derneği Yönetim Kurulu