30/03/2017
Mersin Şehir Hastanesi’nde ve Aksaray İli’nde yaşanan hekime şiddet olayını kınamak için bugün (30.03.2017) Odamızda basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasını Oda başkanımız Dr. Ful Uğurhan okudu.
Mersin Tabip Odası Yönetim Kurulu
SAĞLIK HİZMETİ SUNMANIN BEDELİNİ CANIMIZLA ÖDEMEK İSTEMİYORUZ, SUSMUYORUZ
Dün Aksaray’da bir aile hekimi görevi başında kurşunlanarak can verdi. Dr. Hüseyin Ağır, tıpkı Dr. Ersin Aslan, Dr. Kamil Furtun, Dr. Aynur Dağdemir gibi görevi başındayken katledildi. Kapısında güvenlik görevlisi bulunmayan aile sağlığı merkezlerinde çalışmak durumunda olan binlerce aile hekiminden biri olarak, kendisini savunamadı ve genç yaşında aramızdan ayrıldı.
Dr. Hüseyin Ağır’ın yaşam mücadelesini kaybettiği gün, Mersin Şehir Hastanesi’nde bir hekim arkadaşımız, muayene için sırasını bekleyen bir hasta tarafından, “kapıda uzun süre bekletildiği” gerekçesiyle ağır hakaretlere uğramaktaydı. Poliklinik odasında görevini yapmaya çalışan hekim, kendisine yapılan hakaret üzerine kapıya çıkarak, hastasına tanı koyabilmek için yeterli süreye ihtiyacı olduğunu anlatmaya çalışırken, bu kez hakaretler ölümle tehdit edilmeye dönüştü.
Ne yazık ki, artık ülkemizin herhangi bir sağlık kurumunda, her an yaşanan benzeri durumları sıradan olaylarmış gibi kanıksamamız bekleniyor. Ancak biz, sağlık çalışanlarına yapılan şiddetin her türünü kabul edilemez buluyor, şiddete yol açan etkenleri iyi biliyor ve susmuyoruz. Çünkü biliyoruz ki bizler uygulanan sağlık politikalarının yanlışlığı yüzünden hakarete uğruyor, tehdit ediliyor, darp ediliyor ve öldürülüyoruz.
Sağlıkta dönüşümün başlangıcından bugüne kadar geçen 14 yıl boyunca açıkça gördüğümüz gibi, sağlık işletmeleri artık ticari işletmelere dönüştürülmüştür. Temel hedefin kar etmek olduğu bu yeni düzende, ne kadar çok hasta başvurusu o kadar çok kazanç demektir. Hastanelerde, hasta memnuniyeti, müşteri memnuniyetine indirgenmiş, hastaların zarar görmesi pahasına “müşteri ne derse haklıdır” zihniyeti hakim olmuştur.
Oysa hekimliğin evrensel kuralları çok açıktır. Bir hekimin hastasının şikayetini dinlemek, muayenesini yapmak, tedavisini düzenlemek ve takibini sağlamak için en az yirmi dakikaya ihtiyacı vardır. Bizde bu süre beş dakikaya inmiştir. Muayene olmak için hekimle görüşen hastanın kendisine ayrılan kısacık süreden memnun olmadığı, kapıdaki hastaların da sıranın kendisine çabuk gelmesinden dolayı memnun olduğu bu ucube sistemde olan hekime olmaktadır. “Artık hastalar doktorları değil, doktorlar hastaları bekleyecek” yönündeki politik söylemler de şiddete zemin hazırlamaktadır.
Hastalıkların oluşumunu önlemek yerine, hastalık üreten bu sistem sayesinde artık işin içinden çıkılamaz, kışkırtılmış sağlık hizmet talebi karşılanamaz hale gelmiştir. Acil servislere ülke nüfusundan daha fazla başvuru yapılmakta, aile hekimleri onlarca angarya işin altında ezilmekte, sevk sistemi olmaksızın başvuru yapabilme nedeniyle hastanelerde hasta yığılmaları olmakta, yine aynı hastalık için birden fazla hekime ya da hastaneye başvurma serbestliği yüzünden işler bir türlü bitmemektedir. Üniversite Hastanelerinde ise yoğun hasta başvuruları nedeniyle eğitim ve araştırma yapacak zaman kalmamaktadır.
Gelinen bu noktada hekimler ve tüm sağlık çalışanları yorgun, bezgin, gelecekten umutsuz ve can güvenliği olmaksızın çalışmaktadır. Hastalar ise aldıkları otelcilik hizmetinden memnun ama sağlık hizmetinden tatmin olmamış şekilde, doktor- doktor, hastane- hastane gezmektedir.
Sağlıkta şiddet artık bir halk sağlığı sorunu olarak karşımızda durmaktadır. Sağlıkta şiddetin önlenebilmesi için;
Sağlık sektörü rant kapısı olarak görülmekten vazgeçilmelidir.
Sağlık çalışanlarının çalışma koşullarını iyileştirecek gerekli düzenlemeler acilen yapılmalıdır.
Basında ve görsel medyada sağlıkta şiddeti öven yayınların önüne geçilmelidir.
Yetkililer politik çıkarları uğruna sağlık çalışanlarını itibarsızlaştıracak söylemlerde bulunmaktan vazgeçmelidir.
Suçlulara verilecek cezaların caydırıcı olabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler acilen yapılmalıdır.
Buradan bir kez daha sesleniyoruz, sağlık hizmetlerinde kalite, kar değil, insan odaklı bir çalışma anlayışı ile sağlanabilir. Çalışma koşullarında iyileştirme yapılmaz ise nitelikli bir sağlık hizmetinden söz edilemez. Aksi takdirde sağlıkta şiddet sona eremez.
SAĞLIKTA ŞİDDETE HAYIR.
Mersin Tabip Odası Yönetim Kurulu adına
Dr. Ful Uğurhan