04/07/2023
Bileşeni ve dönem sözcüsü olduğumuz Mersin Emek ve Demokrasi Platformu’nun Düzenlediği 2 Temmuz Madımak katliamı 30. Yıl dönümü basın açıklaması yapıldı.
“MADIMAK’TA YAKILAN İNSANLIK”
Mersin Emek ve Demokrasi Platformu adına açıklamayı yapan Hakkı Demir, katliamın gerçek suçlularının 30 yıl geçmesine rağmen hala yargılanmadığını söyleyerek zaman aşımına dikkat çekti. “2 Temmuz 1993’te Sivas’a, Pir Sultan Abdal Kültür Etkinlikleri’ne giden canlarımızdan 33’ü, Madımak Oteli’nde yakılarak katledildi. 30 yıldır süren bu davada gerçekler ortaya çıkmadı, katliamın gerçek suçluları yakalanıp hesap vermedi. Sivas Katliamı ana davası 2012 yılında zaman aşımına uğratıldı. Din ve inanç özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü gibi evrensel insan hakları prensiplerini yok sayan ve yine farklılıkları zenginlik olarak görmeyip tekçi, baskıcı bir sistemi tesis etmek ve daim kılmak isteyen politikalar ve uygulamalar, ötekileştirici, kutuplaştırıcı tutum ve davranışlar, nefret söylemleri Madımak Katliamına yol açmıştır” sözlerini kullandı.
“ETKİLİ SORUŞTURMA YAPILMADI”
Hakkı Demir, yaşanan katliamın tüm boyutları ile etkili bir şekilde soruşturulmaması, bazı faillerin ve gerçek sorumluların bulunup, yargı önüne çıkarılmamasının acıları arttırdığına işaret etti.
“Hiçbir provokasyon ve kışkırtma; insanlık değerleriyle, kültürüyle yetişmiş bir insana ya da insan topluluklarına insanları diri diri yaktıramaz. Ve yine bir şehrin merkezinde polisin, jandarmanın gözü önünde bir güruh tekbir sesleri getirerek insanları diri yakıyorsa devlet kendini bu katliamın vebalinden soyutlayamaz. Sivas Madımak’ta yaşanan katliama ilişkin hakikatin ortaya çıkarılması, geçmişle gerçek bir yüzleşme sürecinin yaşanması ve en önemlisi baskıcı zihniyetin değişmesi gerekmektedir. Bu zihniyet değişikliğinin yapılması ise insan haklarının prensiplerinin tamamen yaşama geçirilmesi ile mümkündür” dedi.
“MADIMAK KATLİAMI SON DERECE PLANLIYDI”
Açıklamada Alevi Kültür Dernekleri Mersin Şubesi adına konuşan Aziz Durdu, Madımak Katliamının planlanarak yapıldığına vurgu yaparak, “2 Temmuz öncesinden yobazların halkı galeyana getirmek için bildiri dağıtmaları, camilerde halkı örgütlemeleri, kin ve nefret söylemlerini arttırmaları, vahşetin kaçınılmaz olduğunu göstermiştir. Zaten katliamın olduğu gün polis ve askerin orada olmayışı her türlü zemini hazırlamaya yetmişti. Vahim olan, bir durum ise o dönemin devlet yöneticilerinin garipsenecek açıklamalarıydı. Aradan geçen bunca zamana rağmen, devlet 2 Temmuz ile yüzleşmemiştir. Geldiğimiz şu güne kadar karanlık odaklar açığa çıkarılmasını bırakın, hâlâ karanlık günü destekleyici unsurlar devam etmektedir” şeklinde konuştu.
“ALEVİLER HALA HEDEF GÖSTERİLİYOR”
Katliamın çözümlenememesi Alevilerin devlete olan güvenini azalttığını söyleyen Durdu, şu ifadeleri kullandı.
“Günümüzde bile Alevilerin evleri işaretlenerek zaman zaman hedef gösterilmektedir. Aslında Yezid zihniyetinin, Kerbela’dan sonra Sivas, Maraş, Çorum, Malatya ve ülkemizin birçok yerinde katliamlar yaptıklarını görüyoruz. Bu katliamların aydınlanması için adalet arayışımız devam ediyor ve devam etmeyi de sürdüreceğiz. Davaların zaman aşımına uğramaları bizlerin, vicdanlarımızdaki yargılanmalarını bitirmeyecektir. 2 Temmuz yobazların Cumhuriyeti ateşe verdiği gündür, insan sevgisinin bittiği hoşgörünün yok olduğu, insanların yakıldığı gündür.
Karanlık zihniyetler, aydınları yakan ülkelerin, karanlığa mahkûm olacaklarını bilmeyenlerdir. Bizler her zaman olduğu gibi yine meydanlardayız, olmaya da devam edeceğiz. Kimse bizden susmayı beklemesin. Katillerin cezalandırılması için her anlamda mücadele edeceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın”
Açıklamanın ardından katliamda yaşamını yitirenler için karanfil bırakıldı.
MERSİN EMEK VE DEMOKRASİ PLATFORMU