1 Ekim 2024
Çevirim içi olarak düzenlenen ‘Asbest’ konulu toplantıya Oda Başkanımız Uzm. Dr. İzzet Çalış ve Yönetim Kurulu üyemiz Uzm. Dr. Sibel Ünlü katıldı. Toplantı İSAF (İş Sağlığı ve Güvenliği Federasyonu) ve Asbest Söküm Uzmanları Der. Bşk.Mehmet Şeyhmus Ensari ve Asbest Söküm Uzmanı Kenan Yıldız’ın katılımı ile gerçekleştirildi.
Asbest, ticari adıyla amyant, jeolojik olarak lifsi kristal yapısına sahip silikat (magnezyum silikat, kalsiyum-magnezyum silikat, demir-magnezyum silikat) bileşimindeki bir grup mineralin ortak adıdır. Antik çağdan bu yana insanlığa faydası kadar zararı da olan asbest, kimyasal ve fiziksel özellikleri sebebiyle inşaat, gemi, otomotiv, tekstil ve diğer sanayi alanlarında tercih edilen bir ürün olmuştur. Asbest lifleri havada solunur hale geldiklerinde tehlikelidir, öldürücüdür. Asbestli malzemelerin gerek üretiminde gerekse sökümünde çalışanlar, gerekli önlemlerin alınmaması durumunda, farkında olmadan bu maddeye maruz kalabilirler.
Liman genişletme amacıyla yapılan deniz dip tarama çalışmalarında zeminde (Krizotil Asbest) beyaz asbest olduğu ÇED raporunda belirtilmiştir. Gemilerin rıhtıma yanaşabilmesi için deniz derinliğinin arttırılması amacıyla yapılan deniz dip tarama ile toplanan hafriyatın içerdiği asbest ilk olarak faaliyeti yürüten ve alanda bulunan çalışanların güvenliğini tehlikeye atmakta aynı zamanda asbest içeren hafriyatın çıkarıldığı yerden 1-2 km uzakta denize gelişigüzel bırakılması ile asbestin suya karışması ve geniş alanlara yayılması ile deniz canlıları başta olmak üzere insan sağlığını tehdit etme potansiyeli taşımaktdır. Bu nedenle deniz dip tarama çalışmalarının ve toplanan hafriyatın tekrar denize dökülmesi işlemlerinin durdurulması gereklidir.
Asbest tehlikeli bir maddedir. Çalışanların maruziyetinin önlenmesi ve asbestli atıkların, Çevre ve Şehircilik Bakanlığından lisanslı atık taşıma firması ile ve yetkili atık bertaraf kuruluşu ile sözleşme imzalanarak mevzuata uygun şekilde taşınması ve bertarafı gereklidir.
Asbest içeren malzemenin tekrar denize dökülmesi kabul edilir değildir. Bu kirliliği kamuoyuna açıklamak gereklidir. Aynı zamanda asbest dışında suda çözülebilecek başka maddelerin de olması söz konusudur. Asbest suda çözülmemektedir. Suda serbest dolaşan asbestin zararları konusunda yeterli çalışma olmadığı bilinse dahi asbestin sindirim yolu ile alınması ile gastrointestinal kanserleri ve retroperitoneal fİbrozise neden olduğunu bildiren çalışmalar mevcuttur.
Denizin zemininde yer alan asbest doğal olarak bulunmaktadır. Herhangi bir parçalanma, kaydırma ve dağılmaya maruz kalmaz ise bulunduğu yerde zarar vermesi olanaklı değildir. Ancak zeminin kazınarak asbest içeren malzemenin bütünlüğünün bozulması, parçalanması, yerinden edilmesi, dağıtılması yoluyla lifsi mineral yapıda olan asbest çevreye yayılarak sağlığa zararlı etkilere neden olmaktadır.
Asbest ile ilişkili hastalıklarda kür sağlayan bir tedavi yaklaşımı yoktur. Bu nedenle çevresel ve mesleksel maruziyetlerin azaltılması birincil yaklaşım olmalıdır.
25 Ocak 2013 tarihli ve 28539 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ‘Asbestle Çalışmalarda Sağlık ve Güvenlik Önlemleri Hakkında Yönetmelik’e uyulmalı ve Büyükşehir Belediyesinin de tehlikeli madde olan asbestin denize dökülmesine neden olan ilgili firmaya ceza vermesi gereklidir.
Yayımlanan iki adet ÇED raporu mevcuttur. Dolgu yapılan yerden alınan yani esas faaliyetin olduğu alandan alınan raporda beyaz asbestte rastlanmış, farklı tarihlerde alınan faaliyetin yürütülmeyeceği doğu yönünde başka bir zeminden alınan ikinci raporda ise asbest tespit edilmemiş olup ikinci ÇED raporu ile kamuoyunu yanıltma girişimleri vardır.
2872 nolu Çevre Kanunu’na uyulması, gereklerinin yerine getirilmesi, Türk Ceza Kanunu’nun, Çevreye Karşı Suçlarla ilgili Çevrenin kasten kirletilmesi (mad. 181) ve Çevrenin taksirle kirletilmesinin (mad. 182) işletilmesi gereklidir.
Çok Uluslu Şirketlerin, küresel sermayenin ülkemizde, bölgemizde, ilimizde çevreyi ve doğayı tahrip etmelerine, çevre adına potansiyel bir tehdit ve tehlike oluşturmalarına fırsat verilmemelidir.
Liman genişletme çalışmaları kapsamında yapılan ve süreci devam eden, insan ve çevre sağlığına zararlı deniz dip taramasının durdurulması için hukuksal boyutu da olmak üzere mücadelemiz devam edecektir.
Mersin Tabip Odası Yönetim Kurulu