6 Şubat Kahramanmaraş/Pazarcık depreminin hemen sonrasında Mersin Tabip Odasında 5 kişilik “Deprem Koordinasyon Grubu” kuruldu. TTB Kriz Masası ile ilk günden itibaren düzenli bilgi alışverişinde bulunuldu.
Büyük Şehir Belediyesi haftalık su tüketiminde %15 oranında artış ile Mersin ili’ne yaklaşık 330 bin kişinin geldiği gözlenmektedir.
Valilik verilerine göre 15 Şubat tarihi dahil 16 bin 493 vatandaş Mersin’e getirilerek tedavi edilmiştir.
Sağlık Müdürlüğü verilerine göre ise Mersin Şehir Hastanesinde 5300 depremzedeye sağlık hizmeti verilmiştir.
Aile sağlığı merkezlerinde birim başına başvuran depremzede sayısı her geçen gün artmaktadır.
Afet sonrası Mersin’e gelen plansız zorunlu göç dalgasının etkisiyle; sağlık, eğitim, barınma, altyapı ve ulaşım başta olmak üzere pek çok alanda kentin olanaklarının üzerine çıkılmasından dolayı, göç dalgasının bir “sosyal afet” haline dönüşmesi kuvvetlidir.
Mersin’in deprem bölgesine olan konumu, öne çıkan imkanları ve akrabalık ilişkilerinin yoğun olması sebebiyle gelen insan göçünün yaklaşık yarısını oluşturan vatandaşımızın kentimizde kalıcı olacağı öngörülebilir.
Sağlık Müdürlüğü verilerine göre 157 geçici barınma alanı faaliyete girmiştir. Sağlık Müdürlüğü ve belediyelerin sabit ve mobil sağlık ekipleri ile bu geçici barınma alanlarına sağlık hizmetleri verilmektedir.
Depremde tüm yurttaşlarımız etkilense de geçici barınma alanlarını ziyaretlerimizde sosyo-ekonomik açıdan dezavantajlı grupların yoğun olduğu ve sınıfsal yapı gözlenmiştir.
Depremzedelerin geçici konaklaması için hizmet veren, Mersin Belediye’si kontrolündeki alanlarda gönüllü meslektaşlarımız günlük kontrol ve icap nöbetleri devam etmektedir. Günlük kontrol ve icap nöbetlerinde sorun tespiti ve çözümleri ile meslektaşlarımız devredeler.
14 ŞUBAT 2023 SALI
Mersin Tabip Odası’nda yapılan toplantıya İskenderun’dan gelen hekim arkadaşlarımız katıldılar. Bölgelerinde deprem sürecinde yaşananları anlattıkları görüşmemizde şehrimize deprem bölgesinden gelen meslektaşlarımız ve yakınlarına Tabip Odası olarak (geçici/kalıcı barınma ihtiyaçlarının karşılanması, sağlık hizmeti sunumu, çocuklarının eğitim kurumlarına yerleştirilmesi gibi konularda) yapabildiklerimizi ilettik.
15 ŞUBAT ÇARŞAMBA
Saat 12:30’da bileşeni olduğumuz MEDP “Deprem Öldürmez, Denetimsizlik, Siyasi ve Ekonomik Rant Öldürür” başlıklı basın açıklamasına katılım gösterdik.
Ardından belediyeler, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları ve siyasi partiler ile birlikte Mersin Afet Koordinasyon toplantısına katılarak; birinci, ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmeti sunumunda şehrimizde oluşan yoğunluğun kısa-orta-uzun vadeli etkileri ve olası sorunların çözümü konusunda bilgi paylaşımında bulunduk. Mersin Tabip Odası gönüllülerinin belediyenin evde bakım hizmetlerine destek olması konusunda öneriler sunduk.
16 ŞUBAT PERŞEMBE
İş Dünyası ve meslek örgütlerinin Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nın ev sahipliğinde yaptığı toplantıda Mersin Tabip Odası adına oda başkanı Uzm. Dr. Nasır Nesanır konuşma yaptı. Mersin halkının ve depremzedelerin koruyucu, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetine erişiminde aksamalar yaşanmaması için önerileri sundu. Ayrıca Mersin’in deprem sonrası aldığı yoğun göç nedeniyle oluşan sorunlarının; kamusal ve yerel yönetimlerin emek, demokrasi ve iş dünyasının açık bir eş güdüm içerisinde çalışması ile çözülebileceğini ekledi.
17 ŞUBAT CUMA
Tabip Odası’nda Deprem Koordinasyon Grubumuzun Halk Sağlığı Hocalarımız Prof Dr. Tayyar Şaşmaz ve Prof. Dr. Gülçin Yapıcı ile yaptığı toplantı yapıldı. İlimizdeki “geçici toplu yaşam alanları” için mevcut durum ve sorunların tespiti açısından bir değerlendirme/raporlama taslağı oluşturuldu. Bu taslak doğrultusunda, “Geçici Toplu Yerleşim Birimi Değerlendirme Formu” üzerinden bu birimlerin ziyaretlerinin sağlanarak depremzedelere psikososyal destek ve sağlık yaşam koşullarının tespit edilmesi planlanmıştır.
18 ŞUBAT CUMARTESİ
Mersin Büyükşehir Belediyesi, meslek odaları, sendikalar ve sivil toplum kuruluşlarının katıldığı toplantıda
Mersin’in depremden zarar gören 12. il olarak afet bölgesi ilan edilmesi ya da Mersin’e özel bir statü tanınmasına yönelik ortak bir bildiri oluşturulup kamuoyuna sunulmasına ve karar verildi.
Toplantıda dile getirdiklerimiz “Mersin halkının ve depremzedelerin koruyucu, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetine erişiminde; eski devlet hastanesinin rehabilitasyon merkezi olmasına, eski Toroslar Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesinin palyatif merkezine dönüştürülmesine, birinci basamak sağlık merkezlerinin açılmasına, psikososyal destek merkezlerinin açılmasına, bir ya da iki tane en az bir yıl hizmet verecek şekilde sahra hastanesi tarzı hastane açılmasına ve bir adet ağız ve diş sağlığı merkezinin açılmasına ivedilikle gerek vardır.
Ayrıca Mersin’de yazın su sıkıntısı ve su sıkıntısına bağlı olarak bulaşıcı hastalıklar görülmemesi için Pamukluk Barajının irsaliye hattının merkezi yönetim tarafından zaman kaybetmeden tamamlanması gerekmektedir.
Pandemi sürecinde aksayan sağlık hizmetleri ve randevu almakla ilgili yaşanan sıkıntılar da göz önüne alındığında Mezitli İlçesi/yazlıklara yakın bölgelerde tüm yurttaşların kullanımı için bir veya iki sahra hastanesi açılması da önerilerimiz arasındadır.”
19 ŞUBAT PAZAR
TTB’nin 19 Şubat Tarihli “13. Deprem Bülteni” Basın Açıklamasına Katılan Oda Başkanımız Uzm. Dr. Nasır Nesanır Deprem Nedenli Göç Dalgasının Mersin Üzerine Etkisi Konusunda Değerlendirmelerde Bulundu:
“Deprem sonrası çevre illere hasta sevk hareketi ve göç dalgası oldu.
Mersinliler ve deprem bölgesi arası akrabalık ilişkileri nedenli sahil ilçelerimizde yazlıkların kullanıma açılması; merkezde ve ilçelerde evlerde depremzedelerin misafir edilmesi; depremzede ailelerin Mersin Üniversitesinde okuyan çocuklarının yanına (öğrenci evlerine) yerleşmesi başlıca gözlemlerimizdir. Deprem Koordinasyon Grubumuzun depremden etkilenen meslektaşlarımızın Mersin’de geçici veya kalıcı konut ve diğer ihtiyaçlarının giderilmesi açısından çalışmaları devam etmektedir.
Şunu da belirtmek gerekir ki Suriye savaşı ile resmi verilere göre 238 bin göçmen geldi ve ayrıca merkez, Tece ve Silifke’ye kadar sahil kentlerimize önceki süreçte yoğun Rus ve Ukraynalı yerleşmesi de yaşanmıştır.
Bu yoğun nüfus hareketi nedeniyle Mersin’de sağlık, barınma ve ulaşım gibi birçok açıdan bir tıkanma meydana gelmiştir.”
20 ŞUBAT PAZARTESİ
Yürütme Kurulunda görev aldığımız Mersin Emek ve Demokrasi Platformu’nun Büyük Şehir Belediye Başkanı, İlçe Belediye Başkanları, CHP İl Başkan’ı ile yaptığı toplantıya katılım sağladık. Toplantı sonuç bildirgesi:..Afet Yönetimi Stratejik Eylem Planı çalışmaları zaman yitirilmeden başlatılmalıdır. Bu stratejik eylem planı çalışması, belediyeler, kamu kurumları, odalar, üniversiteler, sivil toplum örgütleri ve kentin diğer paydaşlarının katılımıyla geniş katılımlı ve kapsayıcı bir işbirliği ile yürütülmelidir..
Mersin Merkez’de Aile Sağlığı Merkezleri ziyaretlerine devam edildi. Bölgeye gelen depremzedelere her gün artan sayılarda poliklinik hizmeti verildiği ve gebe takibi, aşılamalarının yapıldığı bilgileri alındı.
Dr. Mehmet ANTMEN:
DEPREMİN OSMANİYE’YE ETKİLERİ ÜZERİNDEN KISA DEĞERLENDİRME
17 Şubat 2023 tarihinde Osmaniye’ye gidildi. Gitmeden önce bilgi almak ve orada yardımcı olmasını istemek için aradığım üçü doktor, 4 sağlık çalışanı da depremden doğrudan etkilenmiş ve evleri ciddi hasar almıştı. Buna rağmen bir doktor ve bir sağlık memuru arkadaş bana çok ciddi yardımlarda bulundu ve özellikle sayısal verilerin edinilmesi kolaylaştı.
Osmaniye’nin özellikle doğu Anadolu fay hattı üzerinde kurulan mahalleler çok ciddi hasar almıştı. Depremden etkilenen 250 bin kişinin bini ölmüş, üç bin civarında kişi yaralanmıştı. Ölenlerin dokuzu sağlık çalışanıydı.
Sağlık kurumlarından ciddi hasar alanlar vardı. Osmaniye Devlet Hastanesi zarar görmemesine karşın, dört özel hastaneden biri ciddi hasar gördüğü için yedi gün kapalı kalmış, sekizinci günden itibaren sadece poliklinik hizmetleri vermeye başlamış, diğer üç hastane çalışır durumda. ASM’lerin dördü yıkılmış, diğer tüm ASM’ler ilk günden itibaren hizmet veriyor.
Kuru gıda, su, çadır ve sağlık malzemeleri üçüncü günden itibaren tamamen karşılanmış. İlk iki gün ciddi eksikliler yaşanmış. Şu an en önemli eksiklik organizasyon bozukluğu.
Üçü büyük ve üçü de küçük olmak üzere altı çadır kampı var. Bunlardan sadece Tosyalı Kampı ciddi bir şekilde organize edilmiş, diğerleri her an başka bir felakete maruz kalacak şekilde sıkıntılı. Özellikle yangın riski, bulaşıcı hastalıklar bu kampların ileriki süreçte karşı karşıya kalabileceği en önemli sorunlar.
Aile Hekimi Uzm. Dr. Mahir BALOĞLU:
Depremle birlikte Mersin 300 bin kişi civarında göç aldı diye tahmin ediyoruz.
Aile Hekimlikleri depremin ilk gününden itibaren Mersin’e özellikle de Şehir Hastanesine yönlendirilen yaralılar sebebiyle diğer hastalara hizmet veremez hale gelen ikinci ve üçüncü basamağı rahatlatabilmek için bir tür baraj ve triaj işlevi gördüler.
Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) bir yandan Mersin’deki hastaların hastane acillerini gereksiz meşgul etmesini engellemeye çalışırken bir yandan da her gün artan sayılarla deprem bölgesinden gelen vatandaşların aşı, izlem dahil koruyucu sağlık hizmetleri vermeye ve yanı sıra poliklinik hizmeti gereksinimlerini karşılamaya çalıştılar.
İki haftalık yaklaşık değerlendirmede ASM başına ortalama 300 ila 500 depremzede başvurusu olmuştur. Bu sayı, ASM’deki birim sayısına göre değişecek şekilde, birim başına günlük ortalama 5 ila 15 olup bazı merkezlerde birim başına 20’li rakamlara çıkabilmektedir.
Tek başına Şehir Hastane’sinde tedavi edilen yaralı sayısının 5000 civarında olduğu düşünülürse buralarda çalışan sağlık çalışanlarının yükü karşısında (verilen hizmetin zorluğu ve yaşamsallığı da hesaba katıldığında) bizim ki görece çok daha az zorlayıcı olmuştur. Yine de yaptığımız işin değerli olduğunu biliyoruz.
Bakıldığında şehrin nüfusuna eklenen bu artışın büyük kısmı kalıcı olacak gibi görünmektedir. Özellikle de merkezde yoğunlaşacak şekilde Aile Hekimliklerinden hizmet almaya devam edeceklerdir. Uyuz, enterit, v.s. salgın hastalıkların yanı sıra beslenme bozuklukları, ruhsal ve bedensel gelişim bozuklukları başta olmak üzere psikososyal sorunlar, kronik hastalık takiplerinde düzensizliklere bağlı alevlenmeler, nüfus hareketliliğine bağlı aşı ve izlemlerin zamanında yapılamaması gibi sorunların Aile Hekimliği için beklenebilecek yakın ve orta vadeli sorunlar olarak tahmin edilmektedir.
Yine deprem öncesinde de varolan tetanoz, su çiçeği, hepatit B aşılarında yaşanan sıkıntı giderilmeli; doğum kontrolü için OKS ve kondom tedariki; kanser taramaları için malzeme ve lojistik eksikleri bir an önce tamamlanmalıdır.