02.04.2010
BASINA VE KAMUOYUNA
Kapitalist sömürü düzeni, cinsiyet ayrımcılığını dayatarak kadın emeği üzerinden sömürüsüne devam etmekte ve kadın emeğinin sömürüsünden beslenmektedir. Sömürü çarkları dün olduğu gibi bugünde cinsiyete dayalı iş bölümü ve ayrımcılık politikalarıyla, daha hızlı işlemekte, büyümesine devam etmektedir. İçine girdiği krizi aşmak için cins ayrımcılığımdan yararlanmaktadır.
Yürürlüğe konulan Sosyal Güvenlik Yasası kadınların sosyal güvenlik haklarını kısıtlamakla kalmamış, kadınları “ Eve dönüş “ e mecbur bırakmıştır. Sistem sosyal güvenlik hakkını alabildiğine daralttığı kadınlardan, kapitalist üretime ihtiyaç duyduğunda güvencesiz bir şekilde çalışmalarını, ihtiyaç ortadan kalktığında da eve gitmelerini istemektedir.
M.Ü.T.F. çalışan 7 aylık hamile Fatma BAYTAR hamile olduğu gerekçesiyle 26.03.2010 tarihinde işten çıkarılmıştır.Fatma BAYTAR hamile olduğunu öğrendiği tarihten itibaren şirket yetkilileri tarafından “ İşten Çıkması “ yönünde baskı görmüş ve doğum izninin yaklaşması ile birlikte işten çıkarılmıştır.
Kapitalist sisteme emek gücü üreten biz kadınların doğurma ve anne olma hakkı ellerinden alınmak istenmektedir. Taşeron şirketin hamile kalan arkadaşımıza işten ayrılması yönündeki baskıları doğurma hakkını kullanmak isteyen tüm kadınlar adına yapılan insanlık suçudur. İş yaşamındaki hamile kadınlarımızın gerek sözlü gerekse çalışma şartlarının ağırlaştırılarak istifaya zorlanması;
Hem Anayasanın eşitlik ilkelerine hemde iş yasasının 5.maddesine aykırıdır.
İşveren iş sözleşmesinin yapılmasında, şartlarının oluşturulmasında ve sona ermesinde cinsiyet ve gebelik nedeniyle doğrudan dolaylı olarak farklı işlem yapamaz.
İş yaşamının 18.maddesi ise “Hamilelik, doğum gibi nedenler iş akdinin feshi için gerekli bir neden oluşturamaz” der.
Yüzyıllardır gerektiğinde emeği sömürülmek üzere evden çıkarılıp iş yaşamına atılan gerektiğinde de evinize gidin 3 çocuk doğurun diyenlere karşı olduğumuz kadar, anne olma hakkını kullanmak isteyen Fatma BAYTAR arkadaşımızı hamile olduğu gerekçesiyle, iş akdini fesh ederek evine göndermeye çalışanlara karşıda kadın platformu olarak tavrımız netdir.
Fatma BAYTAR gibi MÜTF çalışan Sibel YETKİN adındaki kadın arkadaşımız doğum iznine ayrılmak üzere iken istifaya zorlanmış, daha sonra başhekimlerle yapılan görüşmeler sonrasında işten çıkarılması engellenmiştir.
Çalışma yaşamında kadınlar benzer sorunlar yaşamışlar savaşmışlar ve kazanmışlardır. Novemend direnişçisi kadınlar, Tekel işçisi kardeşlerimiz, Desa işçisi Emine ARSLAN ‘ın örnek mücadelesi kadını ezen baskı altında tutan, kapitalist sisteme yedek ve ucuz iş gücü gören gerektiğinde doğurma hakkını bile elinden alıp işten atmak için yeni yasalar çıkararak bunları besleyen siyasi iktidar temsilcilerini, hastane idarecilerini kar hırsı ile bu sistemin uzantıları olan taşeron firmaları şiddetle kınıyoruz ve onlara şunu sormak istiyoruz; Fatma BAYTAR’ın yaşadığı ruhsal çöküntünün hem anneye hem de bebeğe vereceği zarardan dolayı rahat uyuyor musunuz ? Fatma BAYTAR’ın iş güvencesinden gerek kendisinin gerekse bebeğin sağlığına gelecek olan zarardan dolayı sizler sorumlusunuz, yaşanılacak her türlü olumsuzluklardan biz kadınlar hesap soracağız.
Biz kadınlar bir an önce geri adım atılmasını, Fatma BAYTAR’ın işe devamının sağlanmasını ve kadın işçilere şirket yetkililerince uygulanan baskılara son verilmesini istiyoruz.
Biz Mersin Kadın Platformu olarak bu olayın takipçisi olacağız. Fatma BAYTAR tekrar işe dönünceye kadar yanında olmaya devam edeceğiz.
YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI
Mersin Kadın Platformu a.
Nuray BALCI
Büro Emekçileri Sendikası
Denetleme Kurulu Başkanı