“Aile Hekimliği Çalışanları Vergide Adalet İstiyor” Basın Açıklaması Yapıldı
27 Mart 2024
Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanlarından vergi kesinti oranının en fazla %15 ile sınırlanması talebiyle 21 Şubat 2024 Çarşamba gününden başlayarak ülkemizin her ASM’sinde süresiz eylemler başlatılmıştır.
“Vergide adalet istiyoruz” eylemleri dördüncü haftasında Mersin Tabip Odası (MTO), SES, Birlik ve Dayanışma Sendikası (BDS), Genel Sağlık İş Sendikası, Hekim Birliği Sendikası, HekimSen, TabipSen, Mersin Aile Hekimleri Derneği (MAHDER) ve Mersin Aile Sağlığı Çalışanları Derneği katılımıyla Güvenevler Aile Sağlığı Merkezi (ASM) önünde ortak basın açıklaması yapıldı.
Basın açıklaması öncesi söz alan Oda başkanımız Uzm. Dr. Nasır Nesanır “Cebimize daha girmeden eriyen ücretlerimizden yüksek vergi kesintisine karşı eylemlerimizi sürecek! Deprem bölgesindeki Aile hekimliği Çalışanlarından Yapılan Büyük Kesinti Derhal Geri Ödenmelidir.
Şirketlere Vergi Muafiyeti Sağlamak Yerine Sağlık Çalışanlarına Haklarını Verin!
Vergide Adalet İçin Ortak Mücadele Olanaklarını Yaratacağız!
Talebimiz karşılanana dek tüm ASM de her Çarşamba eylem yapmaya haklarımız için mücadele etmeye devam edeceğiz.
Halkın sağlık hakkı ve sağlık çalışanlarının haklı mücadelesi için, verginin adaletli alınması için yürüttüğümüz mücadelede halkımızdan destek bekliyoruz.
Basın açıklamasını Uzm. Dr. Çağlar Özen okudu. (Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Hukuk ve Mevzuat Sekreteri)
Basın açıklaması metni;
BASINA VE KAMUOYUNA
NEDEN ADALETSİZ VERGİ ANLIYORUZ, BİLİYORUZ, ANLATIYORUZ!
Bizleri bu ağır, haksız, adaletsiz vergi yükü altında ezen sayın yetkililer, sizi anlıyoruz. Niye böyle yaptığınızı yorumluyor, biliyor ve anlatıyoruz. Siz de bizi anlamak isterseniz kulak verin.
Bugün 27 Mart 2024 Çarşamba. Bir aydan fazla oldu; TTB AHEK, her çarşamba sağlık iş kolu Sivil Toplum Örgüt ve Kuruluşları ile “ Aile Hekimleri Vergide Adalet istiyor “ diye eylem yapıyor. Ancak ne yazık ki aldırış eden bir bakanlık yok. Aile hekimleri ve Aile Sağlığı Çalışanlarının bu konuya neden dikkat çekmek istediklerini, daha önceki çarşamba eylemlerinde anlatılsa da yinelemek isteriz. Gören, duyan bir bakanlık olmasa da yinelemek, kamuoyunun dikkatini çekmek ve doğruyu anlatmak için gereklidir.
Her yıl yaklaşık 8.5 milyar Lira vergi ödeyen yaklaşık 30 bin aile hekiminin, aylık her 100 Lira hak edişinden 35 Lira vergi kesilmektedir. Bu vergi miktarı, son yılların en büyük çevre felaketi olduğu iddia edilen İliç’teki altın madeni kazasında, ilgili firmanın silindiği iddia edilen vergi borcuna yakındır. Yani İliç’ te doğayı katleden, kayıplara neden olan, kuşaklar boyu toplum sağlığını bozacağı öngörülen oradaki yaşamı kökünden sarsan felakete neden olanlardan silindiği iddia edilen 7.2 milyon dolar vergiye yakındır. Kaldı ki kabaca hesapladığım ve bizden kesilen bu vergi miktarına aile sağlığı çalışanı arkadaşların ödediği vergiler dahil değildir. Onların vergi miktarlarını eklediğimizde, vergi borcu silindiği iddia edilen kaç patronun borcunu ödediğimizi siz hesap edin. Bizler sağlığı yok eden değil sağlık dağıtanlarız. Bu durumda hangisi makbul insan merak ediyor. Çevreyi ve sağlıklı yaşam alanlarını yok edenler mi yoksa bizler mi? Neden bizden alınıp onlara veriliyor? Neden bizler enflasyon karşısında hiç olan ücretler alıp üstelik önemli kısmını vergiye verip eziliyoruz?
Anne ve bebek ölümlerini ülke tarihinde hiç olmadığı kadar azaltan aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanları tüm koruyucu sağlık hizmetlerini üstlenenlerdir, yetmedi sağlık sisteminin tıkandığı tüm angaryaların dayatıldığı meslek gruplarıdır, yetmedi üstüne atılan tek bir suç için birden fazla ceza almaları kanun ile düzenlenenlerdir, yetmedi en korunmasız şartlarda çalışanlardır, yetmedi akıl almaz hasta sayıları ile canla başla boğuşanlardır, yetmedi enflasyonla aldıkları ücret sürekli eriyen ama en ağır vergi yükü altında ezilenlerdir, yetmedi enflasyon nedeniyle yetersiz kalan cari ödenekleriyle çalışırken ihtiyaç duydukları tüm malzemeleri kendileri alan, tüm harcamaları kendileri yapanlardır, yetmedi bütçeden ayrılan payda hastanelerin kat be kat altında olanlardır. Oysa tüm bilim dünyası kabul etmiştir ki koruyucu sağlık hizmetleri hastalığın kendisi ile mücadeleden çok daha etkindir. Bu durumda bizlerin ne yerine konduğumuz açık değil midir? Bizler; onurlu, saygınlığımızın farkında olan, haklarımızı bilen ve bu uğurda her türlü yasal ve hukuki mücadeleden kaçınmayanlarız. . Bu bilinçle buradayız ve devam edeceğiz. Sadece bizler değil, tüm hekimler ve sağlık çalışanları bu ağır yükün altında ezilmektedir. Toplum sağlığı için üreten bizleriz, bölüşüm, yönetim ve vergide adalet istiyoruz. Mücadelemiz ortaktır ve birlik ve dayanışma içinde devam etmesi gerektiği açıktır.
Saygılarımızla.
Uzm. Dr. Çağlar Özen
Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Hukuk ve Mevzuat Sekreteri.
Tüm paydaşlar adına ortak basın açıklaması.
Mersin Tabip Odası (MTO), Birlik ve Dayanışma Sendikası (BDS), Genel Sağlık İş Sendikası, Hekim Birliği Sendikası, HekimSen, Mersin Aile Hekimleri Derneği (MAHDER),Mersin Aile Sağlığı Çalışanları Derneği (MASÇAD), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ve Tabip Sen katılımıyla.