Türk Tabipleri Birliği Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu ile Mersin Tabip Odası’nın ortaklaşa düzenlediği “Savaş ve Kadın” temalı 4. Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kongresi’nin sonuç bildirgesi kadın hekimler tarafından 08.10.2016 Cumartesi günü kamuoyu ile paylaşıldı. Bildirgeyi yönetim kurulu üyemiz Dr. Ayşe Sıddıka Çöl okudu. Sonuç bildirgesi ve 3. günü program aşağıda görülmektedir.
Mersin Tabip Odası Yönetim Kurulu
TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ
4. KADIN HEKİMLİK VE KADIN SAĞLIĞI KONGRESİ
SONUÇ BİLDİRGESİ
Türk Tabipleri Birliği Kadın Sağlığı ve Kadın Hekimlik Kolu olarak bu yılki kongremiz, “Kadın ve Savaş” konusu ile 6-8 Ekim 2016 tarihlerinde Mersin’de yapılmıştır. Savaşın nedenleri, araçları, kadınlara ve kadın sağlığına etkilerini her boyutuyla konuştuğumuz kongremizde aşağıdaki sonuçlara varılmıştır.
Savaşlar, insanların ayrıcalık oluşturmak ya da bunları korumak, iktidar olmak ya da yeryüzündeki kaynaklara el koymak için ürettikleri şiddetin en örgütlü biçimidir. Kapitalist sistem, kar etmek, karını artırmak ve yapısal krizini çözmek için zaman zaman savaşları araç olarak kullanmaktadır. Dünya üretiminin üçte birini oluşturan silah üretimi de, savaşları kışkırtan ve bitmesini engelleyen bir diğer etken durumundadır.
Kadınlar, savaşların öznesi olmadığı halde sıklıkla nesnesi olmakta, kadın bedenine yönelen şiddet savaş silahı olmakta, kadın bedeni fethedilmesi gereken topraklar gibi taciz, tecavüz ve her türlü şiddetin hedefi olmaktadır.
Ülke sınırların geçirgenliğinin artmasıyla gerek devlet gerekse toplumdaki insanlar düzeyinde siyasal, fiziksel ve düşünsel sınırlar güçlenmekte, duvarlar kalınlaşmaktadır. Bu sınırlar, ayrımcılık, ötekileştirme ve sömürü üretmektedir. Biz kadın hekimler, savaştan kaçan insanlar için yüreklerimizdeki ve zihinlerimizdeki sınırları kaldırıyoruz. Mülteci, sığınmacı, göçmen, yerinden edilmiş kadınlarla kucaklaştığımız daha sıkı bağlar kurma kararındayız. Çünkü “İnsanlar arasındaki duygusal bağları güçlendiren her şey savaşa karşıdır”. Bu bağlamda kongremiz aşağıdaki sonuçlara varmıştır.
- Savaşların son bulması tüm dünyada ırk, milliyet, dil, din, kültür farkı gözetmeden eşitler arasında, bir arada yaşamamızla mümkün olacaktır. Ama en önemlisi ilk ve en yaygın ve en eski ayrımcılık olarak cinsiyetçiliğin, patriarkanın son bulmasıdır. Kadınlar olarak bizler, sadece doğal olarak değil iradi olarak savaşa karşıyız.
- Biz kadın hekimler olarak hiç bir militarist söylemin yanında olmama hatta karşısında olma konusunda irademizi beyan ediyoruz.
- Sığınmacıların ayrımcılığa maruz kalması, daha çok sömürüye ve cinsel istismara maruz kalmaları kabul edilemez. Kapsamlı, insan haklarına saygılı, kültürel değerleri gözeten bir entegrasyon programı, en kısa sürede ulusal düzeyde hayata geçirilmelidir.
- Toplumların kültürel değerlerine saygılı olmakla birlikte, çocuk yaşta evlilikler “çocukların cinsel istismarı” olarak ele alınmalıdır. 18 yaş altındaki evliliklerin ulusal yasalar ve evrenseldeğerler doğrultusunda ele alınmalıdır.
- Savaşta zarar gören kadınlar ve çocuklar için önlemler alınması konusundadünya kamuoyunu konuya duyarlı ve aktif olmaya çağırıyoruz. Türkiye’de de İstanbul Protokolü’nün uygulanarak savaştan zarar gören kadın ve çocukların özel olarak korunması sağlanmalıdır.
- Üreme sağlığı hizmetleri başta olmak üzere tüm sağlık hizmetlerinin çok dilli, kültüre duyarlı bir bakış açısıyla sunulması sağlanmalıdır. Bu kapsamda özellikle birinci basamak sağlık çalışanları, hizmet içi eğitimler ile desteklenmelidir.
- Suriye savaşına müdahil olan tüm tarafları Suriye’de savaşın bitmesi için acil adım atmaya çağırıyoruz.
- Ülkemizdeki sorunların çözümü için silahların kullanılmasına son verilmesini istiyor, barış talebimizde ısrar ediyoruz.
Kongre Programı ve Konuşmacılar
Panel: Savaş, Mültecilik ve Kadın (08.10.2016/9.30-11.00)
Oturum Bşk: Bediz Yılmaz
Prof. Dr. Ayşe Betül Çelik
Şenay Özden
Panel: Hukuki Boyutuyla Savaş ve Kadın (08.10.2016/11.30-13.00)
Oturum Bşk: Av. Nursen Yücesoy Temizkan
Av. Eren Keskin
Av. Senem Doğanoğlu
Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı