21 Şubat Salı günü Mersin Tabip Odası’nda üyelerimiz ile yapılan açık yönetim kurulu toplantısı gündem maddeleri:
1-İlimizdeki geçici toplu konaklama merkezleri ile ilgili Deprem Koordinasyon Grubu çalışmaları.
2-İlimize geçici/kalıcı olarak gelen depremzede meslektaşlarımız için yapabildiklerimiz, sorunlar ve çözüm önerileri.
3-Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okuyan ve depremden etkilenen öğrencilerimizin sorunları ve çözüm önerileri.
4-Meslektaşlarımıza ve Büyükşehir Belediyesi geçici barınma merkezlerinde görev alan ve psikolojik destek sağlayan çalışanlara psikiyatrist ve çocuk-ergen psikiyatristi tarafından eğitim verilmesinin organizasyonu.
5-Osmaniye’ye gidip deprem raporu hazırlayan Dr. Mehmet Antmen’in gözlemleri.
6-İskenderun’da depremin ilk gününden itibaren çalışmalar yürüten Dr. Necip Tolga Yüceer’in gözlemleri.
1-Yaşadığımız büyük afet sonrası 350 bin depremzedenin Mersin’e gelişi ve birçoğunun geçici toplu yaşam alanlarında (farklı belediyeler, kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları, ibadet merkezleri -camiler, kilise-, oteller gb) yaşaması bu merkezlerin organizasyonu ve kontrolünün önemini gün geçtikçe arttırmaktadır. Odamızda geçici toplu barınma alanları ile ilgili komisyon kurularak ilk toplantısı 17 Şubat’ta gerçekleştirildi;
Halk sağlığı hocalarımız Prof. Dr. Gülçin YAPICI, Prof. Dr. Tayyar ŞAŞMAZ ile Dr. Özkan ÖZDEMİR, Uz. Dr. Burhan SÖKER, Uz. Dr. Nasır NESANIR’ın düzenlediği, Mersin’deki 178 geçici toplu yaşam alanlarında mevcut durum ve sorunların tespiti formu ışığında (kişi sayısı, oda sayısı, gıdaya erişim, suya erişim, hijyen ve sanitasyon durumu, sağlık hizmetine ulaşım, bulaşıcı hastalıklar ile ilgili alınan önlemler, psikososyal destek varlığı,..) yapılacak çalışma anlatıldı. Yerleşim merkezleri farklı farklı yapılanmalar sergilediğinden resmi ve özel kurumlara yazılarla birimler ile irtibat sağlanması; 1 hafta veya 15 gün aralıklarla merkezlerin periyodik kontrolünün önemi de vurgulanarak, daha önceden irtibat kurulan ve bir kısmı halihazırda ziyaret edilen Tarsus ve çevresi toplu yaşam alanları 24 Şubat gününden itibaren 4 gün içerisinde gezileceği çalışma grubu tarafından anlatıldı.
Büyük Şehir Belediyesi organizasyonu altındaki toplu yaşam alanlarında görev yapan Uz. Dr. Burhan SÖKER ve Dr. Abbas KOLUAÇIK bu merkezlerde sunulan hizmetler ile ilgili bilgilendirmelerde bulundurlar. 4 hekimin barınma, beslenme, hijyen durumu takibi, koruma ve tedavi edici hekimlik dahil sağlık hizmetlerini yürüttüğü; kalıcı hekim ve hemşirelerin bu merkezlerde bulunduğu; ayrıca gece icap nöbeti tutulduğu; toplu talep durumlarında İl/İlçe Sağlık Müdürlüklerinden destek alındığı bilgisi verildi. Farklı merkezlerde verilen sağlık hizmetleri: AY’de 891, Davultepe’de 281, CNR’da 962, TGK’da 51 muayene yapıldı. Bazı hastalar nakil edilirken 30 onkoloji hastası da mevcuttu. Psikososyal destek ekibi 273 kişi ile temas etmiştir. Birkaç gün önce de diş hekimi ve hemşireden oluşan gezici ekip hizmeti başlamış.
Evlerde yapılan muayene sayıları (taburcu edilen ve evlerde konaklayan pansuman ihtiyacı olan ampüte depremzedeler, yaralılar, greft hastaları,..) son günlerde giderek artmıştır.
Belediye hizmetlerinin Erdemli özelindeki durumu konuşulduğunda; en yoğun bölgelerden biri olan Erdemli’de 2000 kişilik kapasite dolmuş görünümdedir. Değerlendirilen merkezlerden bazıları bir ailenin birlikte yapabileceği odalarda tuvalet-banyo olması gibi artılar barındırmakta; merkezlerde konaklayan depremzede sayılarının günler içerisinde ciddi farklılıklar gösterdiği (bir gün önce 580 kişi, ertesi gün 1114 kişi), başlarda günlük 16 olan muayene sayısının şu an 40’a ulaştığı; bu hızlı sirkülasyon nedeni ile bu merkezlerde gebe sayısı, çocuk sayısı, engelli sayısı gibi verilerin sağlıklı olarak elde edilemediğini altı çizildi. Sağlık müdürlüğünden hekim talebi yapılmış. 08-17 saatleri arasında sağlık müdürlüğü hekimlerinin ve gece icap tutma şeklinde belediye ekibinin hizmet verdiği anlatıldı. Büyükşehir Belediyesi buralara malzeme tedariğinde bulunmakta.
Dr. Abbas KOLUAÇIK “Tarsus Çamlıyayla’ya doğru Ulaş Köyü yakınlarında gözlediğim, Hatay’dan gelip 7-8 çadır kuran Roman asıllı vatandaşlarımızın durumu: Kendi imkanları ile kurdukları bu çadırlarda temiz su ve hijyen gibi ciddi eksiklikler mevcut. Uyuz gibi hastalıklardan etkilenmişler ve çok kötü şartlar altında yaşıyorlar. Tarsus İlçe Sağlık Müdürlüğü ile irtibata geçtim. Tarsus TSM’den Dr. Metin UZABACI o çadır alanını ertesi gün ziyaret edip ilaç tedariğini de sağladı. Katolik Kilise’sine yerleşen Hatay’dan gelen vatandaşlarımızı ziyaret ettiğimde konaklama alanında göreceli düzen olduğu izlense de özellikle ÜSYE gibi hastalıkların yaygın olduğunu saptandım. İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Emrah CEVİZ de burayı ziyaret etti ve bu yerleşim alanına müdürlüğün düzenli sağlık hizmeti vereceğini belirtti. Ayrıca Karaduvar-Tarsus arasında ev dışı ortamlarda yaşayan grupların olduğu duyumunu da almaktayım. Böyle gruplar varsa gerekli girişimlerde bulunmak için, en kısa zamanda o güzergahı gezeceğim.”
Deprem Koordinasyon Grubumuzun dile getirdiği diğer durumlar: Deprem sonrası Mersin’de bazı evlerde 15-20 kişinin birlikte yaşadığı; otellere yerleştirilen veya otellerde kendi olanakları ile konaklayan depremzedeler açısından sürecin farklı işleyebildiği (Kendi olanakları ile konaklayan depremzedelerin sağlık müdürlüğünce düzenli takibi yapılmıyor. Otel iş yeri hekimleri ve hastaneler tedavi edici hizmetleri sağlıyor. Hasta sayısı arttığında olası bir salgın hastalık varlığı/yokluğu açısından müdürlüğe haber verildiğinde ise filiasyon için müdürlük ekiplerinin geldiği gözlenmiş.)
Sağlık müdürlüğü gezici ve sabit ekiplerinin aşı ve gebe takibini de yaptığı bilinmektedir. Ancak, Aile Sağlığı Merkezlerinde gebe takibi, çocuk takibi, bağışıklama, aşılama uygulama ve kayıtlarının daha düzenli tutulabileceği dile getirildi. Bu hususta geçici konaklama alanlarındaki depremzedelerin ASM’lere yönlendirilmesinin kıymetli olacağı ve Bu konuda sadece geçici konaklama alanlarında kalanlar değil, evlerde veya ev dışında yaşayanlara da sesimizi duyurabilmek açısından belediyelerin ‘bilboard’ları, radyo-televizyon, sosyal medya gibi kanalların etkili kullanılması konuşuldu. Belediyeler ve medya ile iletişime geçilme kararı alındı.
2- İlimize geçici/kalıcı olarak gelen depremzede meslektaşlarımız için yapabildiklerimiz, sorunlar ve çözüm önerileri: Meslektaşlarımızın önemli bir kısmı mevcut nakitleri ile hem konaklamayı, hem mobilya-beyaz eşya-beslenme-giyinme gibi kısa-uzun vadeli tüketim ihtiyaçlarını karşılama, hem çocuklarının eğitim süreçlerini organize etme, hem de iş arama/tayin isteme/ailelerini buraya yerleştirip tekrar deprem bölgesine çalışmaya gitme gibi bir çok unsuru düşünmek/bu zorlukları yaşamak durumundalar. Deprem Koordinasyon Grubumuz ve üyelerimiz ilk günden itibaren Oda’ya başvuran veya kişisel temaslarla bizlerin haber aldığımız depremzede meslektaşlarımız, onların yakınlarının, başta konaklama olmak üzere, diğer ihtiyaçları için seferber olmuştur. İki haftalık süreç sonunda Mersin’de başta mobilyalı olmak üzere kiralık ev sayısının çok azaldığı görülmektedir. Ev ihtiyacı olan hekimlerin karşılaştığı en büyük sorun giderek artan kiralar ve ev sahipleri tarafından 1 yıllık toplam tutarın talep edilmesidir. 20 Şubat’ta Hatay Defne’de olan 6,4 şiddetli depremin Mersin’de net olarak hissedilmesi üzerine 1 yıllık değil de kısa vadeli konaklamayı daha çok düşünmeye başlayan meslektaşlarımız da vardır. Deprem Koordinasyon Grubumuz Mersin Emlakçılar Odası Başkanı ile görüşerek artan kiralar ve yılık ücret talebi konusunda yaşanan sıkıntıları dile getirmişse de merkezi/yerel idarenin bu konuya el atması dışında bir çözüm olamayacak gibi görünmektedir.
3- Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde okuyan ve depremden etkilenen öğrencilerimiz için duyurularda bulunduğumuz burs programı: Halihazırda devam eden 19 öğrencinin burs programını da takip eden Dr. Ayşe Sıdıka ÇÖL, Dr. Özlem ŞAHİN ve Dr. Aysu ATLI tarafından burs verilecek öğrencilerin tespit edilme süreci anlatıldı. Bugüne kadar depremzede 47 öğrencimiz burs için başvurmuştur. Bu öğrencilerimizin tespiti için Üniversiteden Prof. Dr. Gülden ERSÖZ ve Prof. Dr. Demir Feramuz APAYDIN hocalarımızın destekleri mevcuttur. MAHDER, KAHEV’in de burs verdiği öğrencilerin varlığı bilindiğinden Oda’mıza başvuran öğrenciler ile diğer burs programları listeleri karşılaştırıldıktan sonra, Şubat ayında başlanıp 10 veya 16 ay boyunca burs verilmesi planlandı. Yeni duyurular (SMS, sosyal medya,..) ile bağışçı olmak isteyen hekimlere ulaşılmasının hızlandırılması kararı alındı.
4- Depremin ilk haftasından itibaren Oda Başkanımız ile belediye yerleşim alanlarını ziyaret eden Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Uz. Dr. Aybüke Tuğçe MUSTAN ve Psikiyatrist Dr. Öğr. Üyesi Seda TÜRKİLİ ile meslektaşlarımıza yönelik on-line eğitim planlanması kararlaştırıldı. Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki sağlık kurulu ile iletişime geçilerek, belediye geçici barınma merkezlerinde görev alan ve psikolojik destek sağlayan çalışanlara psikiyatrist ve çocuk-ergen psikiyatristi tarafından eğitim verilmesi planlandı.
5- 17 Şubat’ta ziyaret ettiği Osmaniye’de depremin etkileri konusunda Dr. Mehmet ANTMEN değerlendirmelerde bulundu: Depremden etkilenen 250 bin kişinin bini ölmüş, üç bin civarında kişi yaralanmıştı. Ölenlerin dokuzu sağlık çalışanıydı. Sağlık kurumlarından ciddi hasarlı olanları vardı. Osmaniye Devlet Hastanesi zarar görmemesine karşın, dört özel hastaneden biri ciddi hasar gördüğü için yedi gün kapalı kalmış, sekizinci günden itibaren sadece poliklinik hizmetleri vermeye başlamış, diğer üç hastane çalışır durumda. ASM’lerin dördü yıkılmış, diğer tüm ASM’ler ilk günden itibaren hizmet veriyor. Kuru gıda, su, çadır ve sağlık malzemeleri üçüncü günden itibaren tamamen karşılanmış. İlk iki gün ciddi eksikliler yaşanmış. Şu an en önemli eksiklik organizasyon bozukluğu. Üçü büyük ve üçü de küçük olmak üzere altı çadır kampı var. Bunlardan sadece Tosyalı Kampı ciddi bir şekilde organize edilmiş, diğerleri her an başka bir felakete maruz kalacak şekilde sıkıntılı. Özellikle yangın riski, bulaşıcı hastalıklar bu kampların ileriki süreçte karşı karşıya kalabileceği en önemli sorunlar.
6- İskenderun’da depremin ilk gününden itibaren çalışmalar yürüten İş Yeri Hekimi Dr. Necip Tolga Yüceer’in gözlemleri: Büyük firmalar/şirketler/fabrikalar özelinden İskenderun’u değerlendirirsem büyük şirketler kendi bahçelerinde çalışanları için yerleşim merkezleri kurmuş durumda. Çalışanların bir kısmı ailelerini başka şehirlere yollamış. Ancak aileleri ile birlikte kalanlara prefabrik binalarda konaklama, tek yaşayanlar için ise çadırda gruplar halinde konaklama sağlanmış. Stratejik önemi nedeniyle çalışmanın aksamasının olası olmadığı bu komplekslerde barınma, beslenme gibi sorunlar hızla çözülmüş durumda.